Yeni Çıkan Kitaplar

Toplamda 77 kitap listelendi.

  • İnsan Neden Hikâye Anlatır

    İnsan neden hikâye anlatır, meselesi kadim zamanlardan beri cevabı aranan meselelerden. İnsan bu soruyla ayakta kalabiliyor. Bulduğumuz cevaplarla sorunun kendisiyle ilgilendiğimiz kadar ilgilenmemiş, nihayet hikâyemiz kadar varolmuşuz.

    Anlatmaya bağlı metinler “kurmaca” diye anılmaya başlandığından beri hikâye, belirsizleşmeye başlar. İçinde toplumların nefeslendiği hikâyeyi hatırlamak önemli/gerekli bir hâl alır bu yüzden. Metinlerden uzaklaşan hikâyenin peşine düşmenin, onu iyice hatırlama çabasının ürünü bu kitap, deneyimli hikâye anlatıcılarıyla kuramsal bağlamda hikâye üzerine düşünen yazarların metinlerini harmanlıyor. Kitaptaki yazılarda, İnsan Neden Hikâye Anlatır, sorusu merkeze alınarak hayata, hikâyenin işlevlerine, anlatmanın zorunluluğuna, anlatmanın binbir yoluna, hayatı kavrama biçiminde hikâyenin rolüne, büyük hikâyeyi oluşturan küçük hikâyelere, kıssalarla masalların açtığı dünyaya, hikâyenin manevî boyutuna, postmodern toplumda, dijital dünyada hikâyenin durumuna, sese, resme, göçmenliğe, hikâyenin fantastik yapısına değiniliyor. Hikâyenin serüveni elbette bu metinlerin anlattığından ibaret değil. Ancak kitabın anlatma tarzımızı zenginleştireceği muhakkak.

    247,50330,00
  • İslamcıların Devlet Tartışmaları

    Batı siyasal düşüncesiyle İslamî siyasal düşünce arasındaki uyumsuzluk Tanzimat yıllarından beri tartışılagelmiştir. Siyasal literatürümüzü zenginleştiren bu tartışmaların Türkiye İslamcılarının siyasal kavrayış evrenini etkilememesi; yeni yaklaşım, deneyim, gözlem ve pratiklerle beslenerek, güncellenerek zamanımıza değin sürmemesi beklenemez.

    İslamcıların Devlet Tartışmaları’nda, 1980-2000 yılları arasında İslamcıların yayımladığı dergilerde Batı siyasal deneyim ve aklının ürettiği ulus, ulus devlet, egemenlik, laiklik, demokrasi gibi kavramla Türkiye İslamcılarının millet, ümmet, şûrâ, İslam devleti, hilafet… gibi kavramlarla karşılık aramalarıyla kendi aralarındaki siyasal tartışmalar inceleniyor.

    337,50450,00
  • Kalanlara

    Sesin, söyleyişin, tınının izini sürüyor; bu izleğin söyleyiş güzelliğini duyumsatıyor Kalanlara. Bu yüzden kitap, sesimizde gizlenen kimliği kuşaklar boyu taşıyacak.

    Naif öykü kişilerinin zaman zaman gürlek bir naraya dönüşen iç konuşmaları, mekânın keskin bir dikkatle sıra dışılaşması, zamanın tarihe çarpar gibi Rodop Dağları’nda yankılanışı, yaşananla kurgu arasındaki ayrımın yitimi… Ama hep harften mi, heceden mi oluştuğunu bilmeyen fakat yine de büyüyünce kelime olmak isteyen sıra dışı kahramanların dilin, kültürün ahengine tutunma çabaları ‘simsiyah bir teselli olur belki kalanlara’.

    225,00300,00
  • Karlı Madra

    Kelimeleri, imgeleri gelenekten seçip onları modern şiirde konumlandırıp iki farklı zaman arasındaki gerilimi dengede tutarak güçleniyor Muharrem Kaplan şiiri. Bu bilinçli seçim, bilinçli izlek eski hazineleri günümüze taşıyıp varoluşsal bir bütünlüğe eriyor Karlı Madra’da. Kitap, başlangıçla ilerlemenin şiirsel haritasını sunuyor.

     

    bir at müzik eşliğinde daima

    aynı sesin farklı soluklarıyla

    hızlı, ağır, yüksek ve süregelen.

    213,75285,00
  • Kayıp Nüsha

    Sırat köprüsünde intihar mı var?
    Kapanmaz taziye çadırı dünya
    Sırasız ölümler hüzne bahane
    Sayamam seni bir çiçekten anne
    Öperek sökersin ateşini yavrunun
    Hepsi hayal hepsi toprak hepsi hikâye

    Kayıp Nüsha, aslolanın aramak olduğunu imleyen ve yolun ancak bir buluşun bizi başka bir buluşa götürmesiyle çizileceğini işaret eden şiirler toplamı. Kayıp Nüsha’da şair, somut hayatı, şiirden yarattığı dünyayla çarpıştırırken okuyucunun gerçekliğin sınırlarını zorlamasını sağlıyor. Önder Öztürk’ün ilk şiir kitabı olan Kayıp Nüsha ölüm, hayat, çirkinlik, umutsuzluk gibi evrensel temaların yanı sıra otopsi raporu, apartman boşluğu gibi spesifik temalara da değinerek hayatın bütünlüğünü ve bölünmezliğini sorgulatıyor.

    135,00180,00
  • Kehanetin İlk Günü

    Kehanetin İlk Günü, mitolojik çağlarda başlayıp günümüze değin uzanan bir intikam hikâyesinin izini sürüyor. Bir taraftan bu hikâyenin nasıl yazıldığıyla neden yazıldığına odaklanan anlatıcı, güncel ve sıcak konuları da bu mecra üzerinden sorguluyor. Kadim zamanlarda Yuşa’nın merakla çıktığı bir yolculukta tuttuğu notlar, yüzyıllar sonra küçük bir batı Anadolu kasabasında hayatın içinden ortaya çıkıyor.

    Akif Hasan Kaya, Kehanetin İlk Günü’nde, iyiyle kötülüğün mücadelesini, iç içe geçmiş capcanlı insan hikâyeleriyle birleştiriyor. Böylece ortaya çıkan masalsı dil okuyucuyu, anlatılanlara katılmaya çağırıyor.

    292,50390,00
  • Kitâbül’l-Menâzır (Optik)

    Deneyleriyle ve karanlık odayı icat etmesiyle modern fen bilimlerinin öncüsü olan İbnü’l-Heysem, Euklides ile Ptolemaios’u yepyeni bir temele oturtmuştur. Onun estetik anlayışı, yaşadığı dönemin kültürünün bir temsilcisi ve yorumcusu da olduğunu gösterir. Optik teorisiyle Batı bilimine damgasını vurmuş, ondan yola çıkıp bir adım ötesine geçen Kepler ve Galilei’yi derinden etkilemiştir. Başyapıt olan optik kitabı Kitâbü’l-Menâzır’ın yüzyıllarca Latince Perspectiva adını taşıdığı ve ancak Friedrich Risner tarafından çevrildikten sonra ‘görsel algı öğretisi’ne de adını veren Yunanca, Optik adıyla yayımlandığı, bilim tarihi dışında unutulmuştur.

    1028’de yazmaya başladığı Kitâbü’l-Menâzır ya da Optik’te, fizik ve matematiğin bir sentezini oluşturmaya çalışan İbnü’l-Heysem, matematik ile ampirik gözlem arasındaki uçurumu kapatmayı amaçlar. Nitekim antikçağın görme teorisini yeni bir temele oturtur ve bu teorideki çelişkileri çözer. Ona göre ışık, fiziksel bir varlığa sahiptir ve algımıza hükmediyordur. Çünkü ışık ışınları, deneyleriyle kanıtladığı gibi, matematiksel olarak hesaplanabiliyordu. İbnü’l-Heysem, Kitâbü’l-Menâzır’ın birinci kitabında algının genel özelliklerini, ikincisinde özel koşullarını, üçüncüsünde kusurlarını ele alır.

    Kitâbü’l-Menâzır, muhtemelen 1200 civarında İspanya’da De Aspectibus ve Perspectiva adlarıyla Latinceye çevrilmişti.

    Hans Belting

     

    … gerçekten de ışık üzerine bilimsel düşünceler Ortaçağ’a İbnü’l-Heysem’in X. yüzyıl ile XI. yüzyıl arasında yazılmış De Aspectibus’u veya Perspectiva’sı aracılığıyla ulaşır.

    Umperto Eco

     

    Kitâbü’l-Menâzır’ın Batı’nın ilim dünyasını ve sanat nazariyatını –en azından resimde perspektifin kurumlaştırılması planında– etkilemesine rağmen aynı etkiyi İslâm dünyasında ve sanatında göstermemesi bu iki âlemdeki farklı anlayışa, olgu ve olaylara tâbidir.

    Ömer Lekesiz

    562,50750,00
  • Kırk

    Kırk, şairin dördüncü kitabı. Tekâmül yürüyüşünde artık durduğu yeri bilen bir sesle yazılan şiirler var karşımızda. Durduğu yer, insanın ben olma hikâyesinin, biz olmaya evrildiğini anladığı anda oluşan bir evren. Kişinin kendi bütünlüğünü kurtarabilmesinin ise ancak gölgeleriyle yüzleşerek ama onlarla çarpışmadan, sadece akıp gideni anlamaya çalışan bir teslimiyetle mümkün olduğunu işaret ediyor. Şair, Kırk’ta, denizi kışkırtan gemilerin karşısına, şiirini koyuyor.

     

    sahip bir ad vermedin hala sırtımdaki mühre

    bu eşkalsiz zamanı daha ne kadar taşımalıyım

    çile katından mı bu kusur bu bulaşık öğe

    benzedikçe size göğe benzemiyor yüzü artık çocukların

    191,25255,00
  • Kırmızı Işık

    Kırmızı Işık, yol metaforu üzerinden hayatın ortasında sıkışıp kalan; hareket edemeyen, kaçamayan insanlarla hayatın farklı alanlarında birbirleriyle yüzleşen insanlara dikkat kesiliyor. Asude Akman Sönmez’in öykü karakterleri her gün selamlaştığımız kapı komşularımız gibi. Yazarın çizdiği kurgusal düzlem, o tanıdık dünyada süren hayatımızda farkına varamadığımız detaylarına, inceliklerine dikkat kesiliyor.

    225,00300,00
  • Kış Geceleri ve Kuğular

    Kış Geceleri ve Kuğular, Paris’ten İstanbul’a dönen Hüseyin Burak’ın, ölümü beklerken çocukluğu, gençliği ve modern hayatla hesaplaşması üzerine kurulmuş bir roman…

    Kış Geceleri ve Kuğular’da niyetsiz yürünen bir yolun pişmanlığına, bazı günahların gölgesinde gelişen hikâyelerin başka hikâyeleri nasıl mayaladığına, toplumsal hafızanın derinliklerinde yeraltı ırmakları gibi dolaşan şiirin modern hayatın içinde kaybolan karakterlere dayanak ve sığınak oluşuna tanık oluyor; kayısı bahçelerinde, İstanbul’da, Burgazada’da, Yassıada’da yaşıyor; rüyalarla, kıskançlıklarla, konuşulmayanlarla yüzleşiyor; güncel bir seyr ü sülûk hikâyesi izliyoruz.

    337,50450,00
  • Küllere Yazılmış Hayat

    Asyan, 1960’ların Kabil’inde, babasının sessizliğiyle örülü, cevapsız soruların ağırlığıyla daralan evde, yalnızlıkla bunalmış okul koridorlarında, bir defterin boş sayfalarında, bir saatin tik taklarında kaybolan kimliğinin izini sürerken gerçekliğin sınırlarına dayanır.

    Yalnızlık bazen yük olur Asyan’a. Bazen cevaplar sorulardan daha ağır gelir. Asyan’ın hikâyesi, Kabil’in dokusuna işlenen iç hesaplaşmadır. Şehrin tozlu sokaklarıyla yüreğinde biriken hep karanlık hep kasvettir. Günler geçerken dostluklar sınanır, sırlar çatlar; sessizlik, en keskin çığlığa dönüşür.

    Küllere Yazılmış Hayat, bir varoluşun kırılma ânının hikâyesi, bir gencin sözcüklere dökülemeyen isyanını anlatır. Azalan ışığı seçen ruhun hayatın en acımasız sorularına verdiği cevaptır.

    360,00480,00
  • Kuşlarla Bir Hatıra

    Türk şiirinin kadim duyarlığını iki ayrı formda günümüze taşıyan Kuşlarla Bir Hatıra, anlam ve ahengi aynı anda gözeten şiirlerden oluşuyor. Türkçenin şiir geleneği, bu kitaptaki dizelerle yeni bir ses ve söyleyiş tarzı kazanıyor.

    Hayır yenilmedik deme

    Güneşler yenilginin nizamından doğar

    Ve nasıl kutsaldır

    Çaresizler meydanına açılan pencerede

    Bir gül vaadine yönelmiş intizar

    225,00300,00
  • Lacivert Günler

    Annelerin, babaların ve çocukların ayrılıktan, yalnızlıktan, yorgunluktan doğan hüzünlü hâlleri Lacivert Öyküler’in ana izleğini oluştururken bu izlek hastanelere, lunaparklara, okul köşelerine, kahvehanelere, şehrin uzağındaki sakin mahallelere uğruyor. İnsanların çeşit çeşit hâli, bazen ağıtların, türkülerin hüznüyle yoğrularak bazen de ince bir mizahla harmanlanarak yalın bir öykü dili ile okuyucuyla buluşuyor.

    Günler laciverde dönerken Lacivert Günler, hayatın gölgede kalan renklerini canlandıran yeni bir pencere aralıyor.

    210,00280,00
  • Leylekleri Beklerken

    Üniversitede asistan olan Musa, kayıp hikâyeyi araştırması için Kazayargılı Köyüne gönderilir. Hikâyeyi leylekler göçerken Ak Ana anlatacaktır. Fakat Musa, otuz yıldır hiç uyumadan otobüs kullandığı söylenen Tahir’iyle, yürüyerek hac yolculuğuna çıkan Cumhur’uyla, cinlerin düğününde besmele çekip düğünü dağıttığı için asker arkadaşıyla bozuşan muhtarıyla; köylülerin Topal Kadri’ye oyun oynadıklarını fark eder. Şimdi ne yapacaktır? Oyuna dâhil mi olacak, yoksa kırk yaşındaki o çocuğu rüyasından mı uyandıracaktır?

    Leylekleri Beklerken, iyilikle kötülüğü merkeze alan, çocuksu masumiyeti yücelten, Yunus Emre’den Evliya Çelebi’ye gelenekten beslenen; gizemli, sürükleyici ve iyimser bir kurgu. Aynı zamanda hikâyelere ve hikâye anlatıcılarına bir saygı duruşu.

    “Herkes sıradandı. Her şey sahteydi. Bu dünyada hiç kimseninkine benzemeyen, dinlemeye değer tek bir hikâye vardı. Kahramanı kekliklere taş kırıyordu. Mutfaktaki delikten Tanrı Teâlâ ona yemek gönderiyordu. Topal olduğu için onu, dünyaya bir kekliğin getirdiğine inanıyordu. En önemlisi de kötülüğün tarifini çok iyi yapılabilmesine karşın kötülük nasıl yapılır; onu bilmiyordu.”

    337,50450,00
  • Menzile Koşan Süvariler

    Balkan bozgununda savaş ve yoksullukla girdiği cidali kaybeden babalar, geride kalan yetimlerle dedelerinin yaşam mücadelesi; göçler, göçemeyişler arasında büyüyen ama hep hayret çağında kalan öykü kişileri… Gerçekliğin düşe, düşün gerçekliğe ulandığı metinler arası geçişler, tarihî kişiliklerle öykü kişileri arasında tebessüm ettiren diyaloglar Menzile Koşan Süvariler’in zengin, sıra dışı anlatı atmosferini dokunaklı, sade bir dille kuruyor.

    202,50270,00
  • Modernite Karşısında Boşnaklar

    Bu çalışma, her şeyden önce melankolinin üstesinden gelen, öfke ve isyandan daha da derinlere inen, bilimsel saygınlığı ortaya koyan yeni bir yaklaşımın oluşmasına katkı sunacaktır. Bu kitabın her sayfasında cömertçe aktarılan bilgi, Boşnakların öz geçmiş algılarına asil bir nitelik katacak ve onları içsel bir özgüvene dönüştürecektir. Prof. Dr. Ferid Muhic

    Profesör Fikret Karcic bu kitapta, modernite dalgasının Bosna-Hersek’te neden olduğu tarihsel sonuçların geniş ve ayrıntılı bir incelemesini sunuyor. Profesör Karcic, modern tarihimizdeki kanıtları kullanarak Avrupa topraklarında Müslüman bir millet olarak ortaya çıkan Boşnakların eşsiz tarihini anlatıyor. Prof. Dr. Enes Karic

    157,50210,00