İndirimli Kitaplar

Toplamda 151 kitap listelendi.

  • Şehrin Şarkısı

    Şehrin  Şarkısı, bireysel hesaplaşmaların, toplumsal hafızanın, köklerin ve aidiyetin romanı. Üsküp, İstanbul, Ankara hattında yaşanan Bedii ile Tuana aşkının anlatıldığı romanda yalnızlıkla yoğrulmuş bir sürgün; şiirin, musikinin ve tarihin birleştiği bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Başkahraman Bedii, geçmişin gölgeleriyle hesaplaşırken hem kendi dünyasını hem de bir halkın hafızasını keşfe çıkar. Kaybolan şarkılar, unutulmuş hatıralar ve şehirlerin saklı yüzleri bu yolculukta yeniden canlanır.

    431,25575,00
  • Semadirek Uğulduyor

    Semadirek Uğulduyor gelenek göreneklerimiz, örf ve adetlerimiz, hısım akraba bağları, büyük küçük ilişkileri üzerinden toplumsal değerlerimizi gözden geçirerek toplumsal dokumuzun özgün yapısına dikkat çeken öykülerden oluşuyor. Kitaptaki öyküler Türkçenin anlatım ve düşünce olanaklarını yeni bir formda sunuyor.

    Coğrafyanın insan benliğine etkilerini gözlemleyebileceğimiz öyküler; daha naif, daha esenlikli bir dünyayı duyumsatıyor.

    195,00260,00
  • Sen de Öfkelendin

    Psikolojik tahlillerin kısa ve etkili ama gerçekte sorunsuz dışavurumların bir insanlık trajedisi gibi benimsenmemesini önererek günümüz insanını ferahlatan öykülerden oluşan kitap, etkili bir psikolojik atmosfer oluşturuyor.

    İnsanımızın çoklu insanlık durumlarını zarif dokunuşlarla çözümleyen öykülerin pedagojik bir boyutu dil atmosferiyle güzelleşiyor. Sen de Öfkelendin mi, günümüz insanına kendisini anlatıyor.

    210,00280,00
  • Serbest Okuma

    Edebiyat, okuru, serüvene nasıl çıkarır? Edebiyat okuru, nasıl bir serüvene çıkar? Okur, düşsel dünyalara açılmaktan haz duyan, gerçek dünya kaçkını bir kişi midir? Edebiyatın çağrısına uymanın kuralları mı vardır? Kelimelerle, cümlelerle, dizelerle aktarılan anlam ve katmanları arasında, sınırsız çağrışım düzeylerinde yaşanan okuma sürecinin doğruluğu, yanlışlığı sorgulanabilir mi? Edebiyat eserini doğru mu algılamalıyız, tutarlı mı? Metnin tutarlı yorumu, yorumları mı vardır? Turgut Uyar, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Ahmet Oktay metinleri başta olmak üzere pek çok edebî metinden yola çıkarak tutarlı yorumlama süreçlerini biraraya getiren Serbest Okuma, edebî metinleri, şair/yazar yaşantılarıyla ilişkilendirmeden, sadece dil düzleminde okuma, yorumlama çabasıyla ‘yol olmayanı’ yürüyor.

    157,50210,00
  • Sesimi Duymadan Geçen

    Sesimi Duymadan Geçen, halk anlatılarına dayanan yalın diliyle okuru; kavgadan, kargaşadan, gürültüden uzak, çevreyle uyum içinde, dingin bir yaşama çağırıyor. Gerçeğin ruhu acıtan yanları, yalın yaşamların devasa sorunları, mevsimlik işçilerin ömürlük yoksulluğu, dayanışma ve paylaşma erinci gibi birbiriyle bağlantılı ayrıntıların farklı atmosferlerde öyküleşmesi anlatılanı daha etkin kılıyor. İnsanın gerçekliği algılama, içselleştirme ve dönüştürme algısına odaklanan yazar, öykülerin kurgusu ve üslûbuyla hepimizi, anlatıya ortak ediyor.

    146,25195,00
  • Sesinden Mahrum

    Yaşımız kaç olursa olsun geçmiş hep yakınımızdadır. Dün gibi hatırlıyorum, diye anlatırız anılarımızı. Sesinden Mahrum’da hatırımızda kalan, çokluk bizi mutlu eden, bazen mahzunlaştıran zamanın kesitlerinden parçalar bulacaksınız. Balkanlar’ın küçük bir kasabasının zamana direnen sokaklarını, evlerini, kültürünü ve hayatın sesini duyacak, oradan Ege’ye uzanıp deniz kıyısındaki kumlu yolun serzenişlerini dinleyeceksiniz. Teknolojik gelişimin hayatı, kolaylaştırarak değiştiren değer, erdem ve incelikleri yitirten cazibesine dikkat kesilecek; vicdanımızı dinlerken aylardır sesini duymadığımız dostlarımızı duyumsayacağız.

    225,00300,00
  • Sinemada Dijital Dönüşüm

    Dijitalleşme süreci, günlük hayatımızın pratiklerini, toplumsal ve kültürel süreçlerini köklü dönüşümlere maruz bırakan, tarihin önemli kırılma evrelerinden. Nüfuz alanı, çarpan etkisiyle sürekli genişleyen, varoluşsal duruşumuzda, şuurumuzun hakikat ve gerçeklik ilişkisinde etik, estetik, ontolojik ve epistemolojik dönüşümlere yol açan bu sürecin, sanatı özellikle de sinemayı etkilememesi düşünülemez. Dijital dönüşüm, sinema tarihinin, analog ve dijital dönemlere ayrılarak karşılaştırılmasını, yeniden muhakeme edilip yazılmasını gerektiriyor. Sinema, çoktan dijitalleştiği hâlde, bu alanla ilgili ağırlıklı olarak analog dönem işlenmekte; sürecin etik, estetik, ontolojik ve epistemolojik sonuçları yeterince tartışılma-makta; konu, daha çok teknik düzeyde ele alınmakta ve anlaşılmaya çalışılmaktadır.

    Dijital dönüşümün sinemaya yansıyan etik, estetik, ontolojik ve epistemolojik boyutlarının sorgulanması, Sinemada Dijital Dönüşüm’ün ana sorunsalını oluşturuyor. Kitapta, son otuz yıla damgasını vuran dijitalleşme sürecinin, sinemaya etkileri, onu nasıl değiştirip dönüştürdüğü, bu dönüşümün ne anlama geldiği sorgulanıyor. Dijitalleşme sürecinin, sinemanın kendisiyle, gerçeklikle ve seyirciyle kurduğu ilişkiyi nasıl etkilediği irdeleniyor.

    146,25195,00
  • Siz Hiç Öldünüz Mü

    Filmlerdeki gibi umutla, coşkuyla başlayan hayatların, aşkların başladığı gibi sürmediği; ruhu inciten, üzen, yaralayan hatta ortadan kaldıran yaşanmışlıkların, bir görenin dönüp bir daha baktığı dünyalar güzeli insanların zamanla nasıl harabeye evrildiğini, olay zamanından geriye dönüşlerle anlatan Siz Hiç Öldünüz mü’ nün öyküleri ölüm temasıyla birbirine bağlanıyor. Biri beni alsa, sarsa sarmalasa, beni iyileştirse diye umutla beklenen kişinin günün birinde gelmesi istenmeyen birine dönüştüğü öykü kahramanları yaşasalar bile zaten çoktan ölmüş bulunuyor. Yazar, insanımızın birbirini yorma, üzme, kırma ve nihayet tanınmaz hâle getirme süreçlerini dolaysız ve dokunaklı bir dille anlatıyor.

    146,25195,00
  • Sofya

    Emine Doğrul, bir bilim kurgu romanıyla edebiyat dünyasına adım atıyor. Yazar, bilindik dünyada sıra dışı bir sırrı serbest bırakırken ansızın çıkıp gelen bir ihtiyarın masum görüntüsünün arkasında bilimin belki de en büyük hayalini saklıyor. Sofya’nın ansızın başlayan maceralar zincirine okurunu davet eden yazar, sürükleyici bir dille serüvenin lezzetini taçlandırıyor.

    112,50150,00
  • Son Şam

    Çarşısı pazarı, camisi türbesi, dergâhı berzahı, âlimi şairi, sineması kahvesiyle kadîm Şam’ın henüz mahremiyetini saklayıp muhabbetini sakınmadığı son devri, hayret makamında ince bir dikkatle anlatılıyor Son Şam’da.

    Şam sevgisini Şam bilgisini arttırmak, aradığını kolayca bulacak Şam seyyahlarını çoğaltmak için Şam’da tutulan notlardan oluşan kitap, kadîm şehrin başına gelenler yüzünden bugün, kulak vermeyle duyulamayacak, aramayla bulunamayacak, bakmayla görülemeyecek tarihe karışmış kadîm Şam hayatını, satırlarla duyurup göstermeye çalıştığından şehrin, Kıyametten Bir Önceki Sûret’ini çiziyor.

    135,00180,00
  • Şükran Divanı

    Dilleri lâl eden bir güzelden, kuşlara yuva olan bir dilberin saçlarından örülmüş bir aşktan, herkesin illallah ettiği bir mafya liderinin ölümünden, bu ölümün öncesinden ve sonrasından, hep kıyıda köşede kalmış insanların yükselen öfkesinden, hayatın tam merkezinde yer alan konulardan söz açan hikâyelerle örülü Şükran Divanı.

    İnsanların hemhâl olduğu olgularla duygular, bazen tek bir öyküyle bazen de sarmal öykülerle kültür dünyamızın içinde doğup serpilmiş bir dille anlatılıyor.

    247,50330,00
  • Süleyman Uludağ ve Mustafa Kara’yla Söyleşiler

    Hakikati asırlar içinde arayan, pergelin sabit ayağını Anadolu’da tutup bütün bir İslâm coğrafyasında seyr’eden iki âlim. Onların eserlerinde son sözü, sözün özünü her zaman Allah’ın nimet verdiği sâlih kulları, nebîler ve velîler söyler.

    Cumhuriyet döneminde ilâhiyat fakülteleri müfredatında yer bulan tasavvuf tarihi dersinin ilk hocalarındandır onlar. Rivayet olunur ki bu iki hakîm-i fazîletperver, birbirlerini medh ü senâ etmede, birbirlerine ihtiram göstermede, hoca-talebe arasında pek nadir görülen bir yüce gönüllülükle yarışan âdemlerdir. İlâhiyat fakültelerinde İslâm medeniyetinin çokça ihmal edilen bâtıni çehresi, irfâni yüzü, onların bu güzel hâllerinde bir hoş sadâ olarak kendiliğinden zâhir oluverir. Hoca-talebe ilişkisi biraz gölgede seyrederken dostluk ve muhabbet ete-kemiğe bürünür, âlimliğin rengi ârifliğe döner.

    Süleyman Uludağ ile Mustafa Kara… tasavvuf tarihi kürsüsünün zamanımızda yaşayan bu iki deryâ-dil müellifine talebe olmak şerefiyle “Bir Ömrün Muhasebesi” ve “Nesillerin Mirası” sadedinde yapılan bu kitaptaki söyleşiler, sahih bir hizmet olur ümidiyle büyüklerimizin nazar-ı ârifânelerinize takdim, muasırlarımıza yâdigâr, nesl-i cedidimize bir hatıra olunmaklığıyla bahtiyarlığımızın vesilesidir.

    225,00300,00
  • Tenha Kalabalık

    Tenha Kalabalık, sıradanmış gibi görünen insanlık hâllerinden doğan, sağlam bir kurguyla anlatılan öykülerden oluşuyor. Öykülerde mesele edinilen, sorgulanan durumlar da gündelik, akışkan hayatın sadeliği içinde derinleşiyor. Öte yandan Tenha Kalabalık’ta, İbrahim’i Beklerken-Kudüs Öykülerinde gözlemlediğimiz detaycı, minimal dikkat ‘Ankara’ya yöneliyor. Bu yüzden kitap ‘Ankara Öyküleri’ niteliği de taşıyor. Ancak bu defa şehir anlamını, devasa insan kalabalığının arasına giren beton duvarlarla inançlar arası ilişkilerin müteahhitliğine soyunan siyasetçilerden almıyor. Kendi mesafesini koltukları altında taşıyabilme bahtiyarlığına erişen haritacılardan, AŞTİ yalnızlığında efkâr dağıtan yolculardan, kırk yedi yıl ‘su rüyası’ gören kahve müdavimlerinden, bir mayıs sabahı sevdiği kız uğruna çocukluğundan vazgeçen kahveci çıraklarından, yorgun ve mağrur develeriyle bedestenlerin dingin zamanlarını özleyen bakır ustalarıyla doğrudan tabure insanlarından alıyor.

    285,00380,00
  • Terörist

    Terörist. Zaman zaman hayat denilen bu zorlu yokuşu inadına tırmanır O. Varoluş konçertosunu besteler durur. Esaslı bir amaç taşır sonsuzluk sahnesinde her eyleminde. O, Kral Oidipus gibi kim olduğunu sorar, Doktor Faust gibi ruhundan kovulur, Prens Hamlet gibi eylemlerinin içinde ölür. Eşsiz anlara şahitlik eder ‘kendim’ dediği öz aynasının karşısında an be an.

    O, sadece bir Adam’dır. Şairin dediği gibi yuvarlağın köşelerini bulmaktır bütünüyle zorlu işi. Aşka gönül ile düşmek ve yanmak, zekâ ile düşmek ve kavrulmak, akıl ile düşmek ve çıldırmaktır sonu! Duyguların gülünç cezasına çarptırılmak, aşka düşemeden kalabalığa karışmak, ezilmektir elinde kalan! Ölmeden önce sersem sersem bakınıp durmadan bir yol seçse de ölmektir oyununun sonu!

    Terörist, sıradanlaşan modern insanın, hayatın ve varlığın hakikatini sorgulama sürecinin sıra dışı, güçlü ve çarpıcı bir ifadesi. Bu sorgulama süreci bizden, sahneleme ve oyunculuk açısından, ancak hakikatle buluştuğunda anlam kazanan özgürlük iradesi ve hayal gücü talep ediyor. Modern tiyatronun maskesini düşüren bu yeni yüz arayışında, oyun, kökleri akıldan, felsefeden ve şiirden beslenen bir başkaldırıya dönüşüyor.

    112,50150,00
  • Toplumsal Gerçeklik ve Roman

    Toplumların hafızası, insanın bedeninde ve ruhunda derin izler bırakıp zamanla yavaş yavaş unutulduğu zannedilen ama aslında hep orada varlığını devam ettiren sancılı dönüşüm süreçlerinde ortaya çıkan acı tatlı hatıraların, duyguların ve anların bir toplamı gibidir. İşte sosyoloji de bu hatıralar bütününü hem kalbinde hem de zihninde taşıyan kolektif şuurun, toplumsal belleğin sistemli bir değerlendirmesini yapar. Böylelikle toplumun kültürel ve sembolik dünyasında kalan tesirlerin izini sürerek geçmişin yükünü çözümler ve bugüne taşır. Elbette dönüm noktası niteliğindeki sosyal/kültürel olayları çözümleyen böylesine derinlikli tahlil ve çalışmalar için de bu önemli toplumsal alt-üst oluşları ele alan ya da bu dönemlerde üretilen edebî metinler yol gösterici bir nitelik taşır.

    Toplumsal Gerçeklik ve Roman: Servet-i Fünûn Dönemi Türk Romanı’nda Birey ve Toplum, böylesi titiz bir çalışmanın ürünü. Üstelik siyasî şartlar nedeniyle toplumsal sorunlardan bilinçli bir uzaklaşmanın gözlendiği Servet-i Fünûn Dönemi’ni, bu dönemde yazılan romanlardan yola çıkarak değerlendiriyor. Elinizdeki kitap, bütün bu ayrıntılı tasvirlere yer verirken Cemil Meriç’in “çöken ülkeyi 33 sene ayakta tuttu” diyerek iradesini tasdik ettiği iktidarın edebî eserlere nasıl yansıdığını da gözlemliyor. Böylelikle romanın toplumsal alanla karşılıklı etkileşimini anlamaya çalışarak yalnızca sosyolojiye değil edebiyata da katkı sunuyor.

    450,00600,00
  • Türkiye Türkçesi Ses Bilgisi

    Türkiye Türkçesi Ses Bilgisi, iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde dilin nasıl bir yapıya sahip olduğu, dilin özellikleri, gelişimi üzerine kurulan teoriler, hayvanların dil ve iletişimi, dilbilimi ile dilbilgisi, dilbilimi okullarıyla bu okulların savunduğu ilkeler, iletişimin temel öğeleri, yeryüzü dilleri, Türkçenin tarihî gelişimi gibi konular dilbiliminin verilerinden hareketle aktarılıyor.

    İkinci bölümde dilbilimiyle dilbilgisinin temel terimleri, terimlerin açıklamaları, ses ile harfin nasıllığı, ses organları, Türkiye Türkçesinin ünlüleri, ünlü uyumları, ünlülerle ilgili değişmeler ve ses olayları, Türkiye Türkçesinin ünsüzleri, ünsüzlerle ilgili değişmeler ve ses olayları ele alınıyor. Bu konular incelenirken ilgili kısım art zamanlı ve eş zamanlı karşılaştırmaya tabi tutuluyor.

    İlgililerin dilbilgisini, özellikle de ses bilgisini ezberlemek yerine metinler üzerinde uygulayabilmesi için her bölümün sonuna örnek sorularla açıklamalı yanıtları eklenmiştir.

    Türkiye Türkçesi Ses Bilgisi, akademisyenlerimizle alana ilgi duyan herkesin yararlanabileceği bir kitaptır.

    450,00600,00