Baktığım Kadar
Avrupa’da yaşayan Türkler, uzun yıllar önemli olayların, önemli hikâyelerin içinde buldu kendilerini. Bazen kahramanı, bazen izleyicisi oldular Avrupa’da geçen zamanın. Ama şimdiye değin yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini yazmaya, paylaşmaya ne vakit, ne dil bulabildiler. Avrupa’nın üçüncü kuşak Türkleri, duygularını anadilleriyle anlatmaya başlıyor: Baktığım Kadar, böyle bir dil ve anlam arayışının ürünü.
Ertuğrul Sabuncu, Baktığım Kadar’la şiir neşesini taçlandırıyor. Kitaptaki şiirlerde düşünce, duygu ve anlam, derin süreçlerden geçiyor. Şair, yer yer metafiziğe de açılıyor. Benliğinin problemlerine saplanmayarak toplumsala, evrensele uzayacak bir çağrı duyuluyor birçok şiirde. Sabuncu, lirikten metafiziğe metafizikten toplumsala doğru tematik sınırlara fazla takılmadan inşa ediyor şiirlerini.
Bize boylu boyunca bir ay veren rabbim,
Hüneri yalvarmaksa kuşların
Çamurdan kirli kanatlarımla
Senin kapına geldim