Celâl Fedai, 1972’de Kayseri’de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. Aynı bölümde master yaptı. Doktorasını Ege Üniversitesinde tamamladı. İlk şiiri Dergâh dergisinde yayımlandı. Merdiven Şiir, Kitap Haber gibi dergilerin yayımlanmasında katkıda bulundu. Melâmet dergisinin genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Türkiye’nin önde gelen edebiyat, kültür, sanat dergilerinde yazılar yazdı.

Şiir Kitapları: Şeytanın Günlüksüz Irgadı (2001), İmtiyaz Sahibi (2002), Parmak ile Boyanmış (2004/2005 TYB Şiir Ödülü), İç (2010), Olağanüstü Şiirler (2012), Prensesleri Geri Çağırın (2013), İç (Toplu Şiirler 2017). Deneme-İnceleme-Araştırma: Suyu Seveni Derin Batırın Irmağa (2007), Spekülatörlere Karşı Şiiri Savunmak (2009), Sözcükler İçin Savaş (2012), Şiiri Konuştular (2013), Hakikatin Hatırı (2013), Okuma Perdesi (2013), Şair Dağın Doruğunda (2017) Türkiye’nin Kaderi (2019).

  • Eli Kulağında

    Şair, elini kulağına atıyorsa durup dinlemek lazım gelir. Söyleyecek birikmişi vardır çünkü. Celâl Fedai de uzun sayılabilecek bir aradan sonra yeni şiir kitabıyla çıkıyor okurunun karşısına. Önceki şiir kitaplarında terennüm etmeye başladığı bir türküyü yeni bir makam ve formda sürdürüyor. Öyle ki bu kitapla birlikte müzikteki durakları daha net şekilde duyabiliyoruz. Bu, salt biçimle alakalı bir durum da değil üstelik. Şairin öteden beri savunageldiği neoklasik söylemin kıvamını bulmasıyla ilgili.

    Eli Kulağında’nın iç dikişi, klâsik. Buradaki klâsizm Fedai’nin poetik metinlerinde ötedenberi açık etmeye çalıştığı hataya düşmüyor. Tenevvü, metnin muhtevasından neşet ederek söyleme biçimine değin uzanıyor. Kitabı, ulu akrabalarının arasına sokacak olan da tam olarak bu: Derin bir yakarış…

    “En güzel yalvaran kullarındandır şairler
    Yalvarmadaki izzet nedir onlar bilirler.
    Benim için konacak yalın var kuşkum yok
    Yalvarmam odur ki artık bana taşın yok.”

    75,00100,00
  • Geleceği ile Türkiye

    Tarihî, kültürel bağlamıyla söz, ruh taşır. Çağrışımlarıyla sağaltıcı, düşündürdükleriyle diriltici bir etkiye sahip böyle bir sözün, deyişin hem derinliği hem de zamanı aşan bir ömrü vardır. Ancak kelam, varoluş bağlamından kopar, sadece bir iletişim aracına dönüşürse geçmiş-gelecek bağını da yitirir. Böylesine sözlerle beslenen dikkat; ânın tadını çıkarıp ânda bir imaj olarak görünme peşindedir artık. Geçmiş ile gelecek kavranamayacak kadar yabancılaşır gündeme. Oysa reflekslerden kurtulmuş bir tecessüsü, yazgıyı sezen bir sorumluluğu, geleceği kuran bir dikkati gelişmeli aydınımızın, toplumumuzun.

    Geleceği ile Türkiye ülkemizle dünyanın kültürel kaosu, son zamanlarda herkesin dilediği gibi yorumladığı z kuşağı, haz, Türk kanonu, Türkiye fütürizmi, Türkiye neşvesi, sanatın ve siyasetin tabiatı gibi kültürel, siyasal ve toplumsal konularla geleceğe dair yaşamsal alanları endişeli ve çekincesiz, hesapsız bir dikkatle gözden geçiriyor: Sözü/kelamı, özgün varoluş bağlamıyla duymaya çağırıyor.

    142,50190,00
  • Türkiye’nin Kaderi

    Türkiye’nin Kaderi, kendi hikâyesini bulmaya çalışan ülkemizin; aydınlarımızın, entelektüel­le­ri­mizin, şairlerimizin hakikat karşında nasıl konumlandığını cesurca tartışıyor. Kitapta, dönem dö­nem ülkemize yönelen Batılı şokların tahribatından kurtulmamızı sağlayacak yerli tefekkürün en­te­li jansiyamızca nasıl görmezden gelindiği, ötelendiği buna karşılık popülist kültürün neden/nasıl tercih edildiğine dair çıkarımlar yapılıyor.

    Celâl Fedai, kürsel kapitalizmin sıradanlaştıran, kitleleştiren, tektipleştiren yoğun algı dayatmalarına direnme yollarını araştırıyor. ‘Bilinç’le ‘amel’ olgularının ‘kaderimiz’deki olası derin ve farklı etkilerini bu iki olguyu birbirinden sıradışı bir bakış biçimiyle ayırarak irdeliyor. Dünya hego manyasının Türkiye’ye biçtiği konumla Türkiye’nin geçmişinden devralmak zorunda olduğu tarihî sorumluluğun birbiriyle nasıl çeliştiğini araştıran yazar, tarihî sorumluluğumuzdan neden ka­ça mayacağımızı geniş bir kültür envanterini gözden geçirerek ortaya koyup ülkemizdeki İslâmî tefek kü­rün izini sürüyor.

    150,00200,00