Militan Kahvesi
₺127,501976-1980’li yıllar Türkiye’sinde özellikle bir kesimin düşünüş biçimini, kültür, edebiyat, eğitim ve insan kavrayışını bir dizi olay etrafında anlatan Militan Kahvesi, dönemin siyasal-ideolojik gerilimlerini, çatışmalarını, kavgalarını alışılmadık bakış biçimiyle sunuyor. MTTB, Akıncılar, Akıncı Güç gibi gençlik oluşumları, ‘militan olmak’ isteyen naif ve dikkatli bir üniversite öğrencisinin gözüyle aktarılıyor.
1980’li yıllar gençlerinin düş, hayal, tasavvur ve beklentilerinin, ‘adanmışlık duyguları’nın kırılışını izlemek, günümüz oportinizminin ince, hazin bir açıklaması gibi okunabilir.
₺170,00Modernite Karşısında Boşnaklar
₺105,00Bu çalışma, her şeyden önce melankolinin üstesinden gelen, öfke ve isyandan daha da derinlere inen, bilimsel saygınlığı ortaya koyan yeni bir yaklaşımın oluşmasına katkı sunacaktır. Bu kitabın her sayfasında cömertçe aktarılan bilgi, Boşnakların öz geçmiş algılarına asil bir nitelik katacak ve onları içsel bir özgüvene dönüştürecektir. Prof. Dr. Ferid Muhic
Profesör Fikret Karcic bu kitapta, modernite dalgasının Bosna-Hersek’te neden olduğu tarihsel sonuçların geniş ve ayrıntılı bir incelemesini sunuyor. Profesör Karcic, modern tarihimizdeki kanıtları kullanarak Avrupa topraklarında Müslüman bir millet olarak ortaya çıkan Boşnakların eşsiz tarihini anlatıyor. Prof. Dr. Enes Karic
₺140,00Mühimmat
₺75,00Sanatta ve şiirde, irfani bilgiyi bir kenara koyarak yol almaya çalışmanın ne kadar mümkün olabileceğini tartışan Mühimmat, gerçekliğe tâbi olanların, sanatını ve şiirini haberlerde oluk oluk akan kara siyasayla piyasada çarpışan ‘gerçek’lerle besleyip bunları da yine başka bir ‘gerçeklik’ olan internet medyasının dil ve anlam dünyasında kurgulamanın hakikat nezdindeki anlamsızlığına değiniyor.
Kitapta, itibari gerçeklik evreninde ‘beğen’ilmeyi, takip edilmeyi ölçü saymanın ve çağın gerçekliğini hayatın anlamı, sanatın gerekçesi gibi görmenin niceliğin egemenliğini kabul etmek demek olduğu pratiğinden hareketle niceliğin kendi gerçeğini dayatma biçimi de irdeleniyor.
Mühimmat’ta, hakikatin izini süren şiirle görüntü çağı şiiri arasındaki farklılık da ele alınıyor:
Bütün sütler/sözler, aynı kazana gerçeklik evrenine boşaltılıyor; orada hepsi, belli bir vasatta eşitlenip muhtelif isimlerde paketlenerek piyasaya arz ediliyor. Bu aynılık içerisinde okur da eserde, sanatçıya dair bir remz bulamıyor. Kendini çoğalta çoğalta gerçekliği kaplayan, kuşatan bu mamullerle ilgili önce şu sorunun cevabını vermeli:
O kazana su katılmadığına ‘gerçek’ten emin miyiz?
₺100,00Muhtemel Menkıbeler
₺82,50Türkçede ‘kısa kısa öykü’nün kurucu isimlerinden Mehmet Harmancı’nın Muhtemel
Menkıbeler’de anlattığı öyküler, çok uzun yıllar yeniliğini, çarpıcılığını koruyacak. Yazarın eski
okurlarıyla yeni okurları bu metinlerde dilin, öykü tekniğinin, geleneksel düşünme ve anlatma
biçiminin günceli nasıl kuşattığını, sorguladığını ironik bir anlatımla bulacak. Her öykü, ince bir
tebessümle zihinlerde inzivaya çekilirken her hangi bir bağlamla zaman zaman kendini yeniden
hatırlatıp duyumsatacak.₺110,00Mustafa Kutlu Hikâyesinde Toplumsal Değişim
₺120,00Edebî eserin doğduğu toplumdan, coğrafyadan koparak melez ve belirsiz bir dikkatin, duyarlığın sözcülüğüne soyunması günümüz Türk edebiyatının en ciddi meselelerinden. Kurgu kahramanlarının hayattan değil de metinlerden türetilmesinden dolayı öyküyle romanın insansızlaşması biçiminde tezahür eden kimliksizlik, aidiyetsizlik Mustafa Kutlu hikâyelerinde yoktur. Coğrafyasını, insanını, geçmişini, ânını dikkatle gözleyerek yazan/anlatan Mustafa Kutlu, toplumsal değişim hızıyla dikkat çeken ülkemizin değişen insan, toplum, ekonomi, algı ve düşünme biçiminin de -amacı böyle bir şey yapmak olmadığı hâlde- çetelesini çıkarır: Okurunu siyasal, toplumsal ve iktisadî değişime tanık eder.
Bu kitap, Türkiye’de 1980 sonrası yaşanan toplumsal dönüşümlerle iktisadî gelişmeleri, Mustafa Kutlu hikâyelerindeki tema, kahraman, mekân, olay ve durumlardan yola çıkarak yorumlama, açıklama çabasındadır.
₺160,00Müzik ve Kimlik
₺360,00Müzik, hem tarihsel kimlik oluşumunu mümkün kılan ruh ve düşünce tavrının doğrudan tebarüz ettiği ritmik bir ifade, hem farklı milletleri ve kültürleri aynı ruh ikliminde buluşturan sihirli bir kudret, hem de oluşan birliğin ve üst-kimliğin belki de en önemli tarihsel hafızasıdır. Osmanlı-Türk kimliğini diğerlerinden farklı kılan özellik, bütün bu ilişkiler bütününü kuşatarak karakter kazandıran ruh ve düşünce tavrının merkezi hüviyette bir tarihsel kimlik iddiasına sahip olmasıdır.
Müziğin toplumu birleştirici ve dönüştürücü rolünün tarihsel bir perspektif içinde ele alındığı bu kitap, ana metin dışında Türk, Süryani, Ermeni, Rum, Keldani, Kürt ve Yahudi müziğiyle ilgili yirmi üç söyleşiyi ihtiva ediyor. Çalışma, kendi müziklerini bizzat kendileri muhakeme eden her ismin değerli katkılarıyla meseleye etraflı bir bakış sunuyor.
Kitapta, ilgili röportajları okuyucunun cep telefonları ve tabletlerinde izleyebilmeleri için QR Code kullanıldı. Aynı şekilde bazı örnek müzik parçaları QR Code’lar sayesinde, hazırlanan internet sitesi üzerinden dinlenebilmektedir. Bu özelliğiyle kitap, Türkiye’de bir ilke imza atmakta, okuyucusuna sesli ve görüntülü interaktif özelliklere sahip bir okuma imkânı sunmaktadır.
Kitaba söyleşileriyle katkıda bulunanlar:Arda Ardaşes Agoşyan, Celâleddin Çelik, Fransua Yakan, Gabriel Aydın, Gönül Paçacı, Hristos Psomiadis, Karen Gerson Sarhon, Kevork Tavityan, Mehmet Atlı, Miltiadis Papas, Murat İçlinalça, Nişan Çalgıcıyan, Nuri Özcan, Ömer Tuğrul İnançer, Ruhi Ayangil, Sadettin Ökten, Safa Yeprem, Salih Bilgin, Selim Hubeş, Turgay Üçal, Vedat Yıldırım, Yakup Altuğ, Yalçın Çetinkaya.
₺480,00Öğleden Sonra Tahran
₺75,00Eski bir besteyi/aşkı çok can yakıcı bir biçimde yeniden duyumsatıyor Öğleden Sonra Tahran. Mustafa Mestûr vakit, dil, kültür, akıl gibi olguları aşkın tezahürlerini duyumsatabilmek için kısa, zarif ve etkili dokunuşlarla yeniden yorumluyor. Vakti, her gün kaydırağa çaresizce binmeyle özdeşleştiren öykü kahramanları; sevme, sevmeme, reddedilme durumlarıyla yüzleşip aşkın, manevî yolculukların başı olduğunu duyumsar. Aşkın mertebeleri, sevgilinin bin ağaçlı bir cennet oluşu, yaşam cehenneminden bıkıldığında ağaçlarının gölgesine sığınılabilecek bir kadının varlığı, o kadının cennet oluşu bir dizi düşünsel problemle aktarılıyor ve:
Yol kenarındaki cu¨zzamlı adam
Şehrin en gu¨zel kızına dikiyor gözlerini₺100,00Öğretmenlik Sevdası
₺135,00Öğretmenlik çok bereketli bir meslek. Tavrınız, davranışlarınız, düşünceleriniz, hayat algınız bir şekilde öğrencilerinizde çoğalarak devam eder.
Değer verip elinden tuttuğunuz o gencecik, ürkek çocukların özgüvenle birer beyefendi, hanımefendi olarak mezuniyetlerini görmek tarifsiz bir mutluluktur. Bilinir ki onlar, yarının öğretmenleri, meslektaşlarımızdır.
Tek taşla duvar örülmez. Öğretmenler, öğrencileriyle çoğalır. Her sabah sınıflara giren o öğretmenlerle yurt çapında halaya durmuş gibi olunur. O sınıflarda konuşanlar bir bakıma ilk öğretmenlerdir. Bu, heyecan verici olduğu kadar, sorumluluk da yükler.
Hocaların hocası Cemal Kurnaz, elli yıllık öğretmenlik hayatının tecrübelerini paylaştığı Öğretmenlik Sevdası’nda, meslektaşlarının duygularına tercüman oluyor.
₺180,00Okuma Hâlleri
₺112,50Okuma Hâlleri, zaman zaman bir sohbetin samimiyeti içinde, yaşayan Türkçe duyarlılığı etrafında, meselesi olan denemelerden oluşuyor. Okuma çabasının sadece metin karşısındaki tavrımızdan ibaret olmadığı, metinle birlikte; zamanı, kalem sahibini hatta nesneleri bile anlama ihtiyacı olduğu düşüncesinden hareketle, hayata edebiyat merkezli bakmaya çalışıyor. Pessao’dan Nasrettin Hoca’ya, İskender’den Cengiz Han’a, Manguel’den Şemsettin Sami’ye ve oradan masaya, duvarlara, ebabile, kapıya; bu dünyanın her türlü değerinin tanıklığını Okuma Hâlleri’ni çoğul bir düzleme taşıyor. “Okumak böyledir işte. O, ölümün elinden bir şeyler kurtarabilmektir.”
₺150,00Ölüme Bir Adım
₺97,50Ölüme Bir Adım’ın ana izleğinde günlük hayatın sıradanlığı içinde sıradışı ayrıntılar bulunuyor. Bu yüzden okur, her öyküde kendine kolaylıkla bir yer edinebiliyor; yanı başında yaşanan olayın kahramanı hâline gelebiliyor. Öykülerin dolaysız ve yalın anlatımı bu süreci hızlandırıp okuru, sakin bir atmosfere çekiyor.
Yazar, hayalle gerçek arasına sıkışmamaya özen göstererek yaşanandan, günlük hayatın akışından etkileyici detaylarla kuruyor öykü evrenini. Sıradanın sakinliğinde oluşan öykü atmosferleri, anlatıcının sözünü güçlendirmeye yetiyor.
₺130,00On Üç Şehit
₺105,00Bosna-Hersekli bir grup genç 1939’da, kimliklerini, inançlarını, yaşam biçimlerini koruyabilmek için Genç Müslümanlar Cemiyeti’ni kurar. 1990’ların özgür Bosna’sına ulaşacak uzun diriliş ve direniş yolunun dinamiklerini taşıyan Cemiyet üyelerini devrin Yugoslav yönetimi şiddetle sindirmek ister. 1940’la 1949 yılları arasında Genç Müslümanlar Cemiyeti’nin kurucularıyla en aktif üyelerinden bazıları şehit edilir. 1946’da Nedzib Sacirbegovic, Aliya İzzetbegovic, Esref Campara, 1947’deyse Vahid Kozaric, İbrahim Trebinjac ve İsmet Kasumagic hapse mahkûm edilir.
Kendisi de Genç Müslümanlar Cemiyeti üyelerinden olan İsmet Kasumagic, Cemiyet’in kuruluşunun 60. yılı münasebetiyle tarihe not düşmek için elinizdeki kitabı yazar. Kitapta, Özgür Bosna’nın varoluş mücadelesini başlatıp sürdüren Genç Müslümanlar Cemiyeti’nin şehit edilen on üç üyesi, onların cansiparane çabası, bazılarının Anadolu’ya uzanan soy kütükleri biyografi tarzında inceleniyor. Kasumagic, şehit edilen kahraman gençlerin kararlı mücadelesini anlatılırken Bosnalı Müslümanlara uygulanan baskı, zulüm ve şiddet hakkında da birinci ağızdan tanıklıklar sunuyor.
₺140,00Önce Söz Vardı
₺150,00Önce Söz Vardı, sözle mayalanışın önemini vurgulayan yazılardan, söz üzerine kurulan medeniyet ikliminin söze tutunmasından hareket eden metinlerden oluşuyor. Bazen Doğu’nun bitimsiz bahçelerinde, bazen de Batı’nın gölgeli zihin terazisinde soluklanılıyor. Bu bağlamda kimi zaman Batı Trakya’nın sosyo-kültürel kodlarını görecek kimi zaman da Doğu’yla Batı’nın farklı düşünüş ve kavrayış biçimlerine tanık olacağız.
₺200,00Örtüsüz Yüzler
₺142,50Örtüsüz Yüzler’de bir asırlık ötekileştirmenin izleri, insanların yüzlerinde yer edinmişse de, yine de çocukluk hayallerine tutunarak kadim çarşının, esnafın hallerinden, farklı insan hâllerine açılan bir Balkan ezgisi tütüyor. Kimi zaman Üsküp’ün cumbalı pencerelerindeki perdeler aralanıyor sofralara oturuyorsunuz, kimi zaman Arnavut kaldırımlı sokaklarda ya bir şiirin peşinde yahut pide kuyruklarında bekliyor ama hep çocukça bir telaşla eliniz ayağınıza dolaşıyor. Hüznün tarihî seyrelmeyle damıtıldığı, çocuksu düşlerin dünyasından büyüklerin kurulu dünyasında kesiştiği öyküler sizi, bir arasta aralığında kahve tadında karşılıyor…
₺190,00Perde
₺105,00İnsanlığın ilk hikâyesini, hikâyelerin hikâyesini bilmeden bütün hikâyelerin boşlukta kalacağını, boşlukta dönüp duran hikâyelerle vakit geçirmenin anlamsız olacağını düşünen yazar, dünyanın sessizlik dönemlerinde doğan ilk hikâyeyle Büyük Hikâyenin İzini sürmeye başlıyor: Perde, bu iz sürüşün ilk kitabı.
Hz. Âdem’in öyküsüyle açılan Perde; Habil’le Kabil’e, Lût, İbrahim ve Hz. Yunus’a değin insanlık tarihini derinden etkileyen, seçilmiş kişilerin büyük mücadelesini günümüz insanının tanıklığıyla öyküleştiriyor.
₺140,00Perdesi Yırtık Dünya
₺90,00Gelişen, teşekkül hâlindeki hayatımızı en iyi kasaba edebiyatının dile getireceği, olgun bir edebiyatın kasaba edebiyatıyla ortaya konabileceği kanısındadır Sezai Karakoç. Perdesi Yırtık Dünya, bir Ege kasabasını sokakları, caddesi, evleri, köyleri, konakları, otelcisi, zeytincisi, zahirecisi, pastacısı, meczubuyla kasabadan şehre evrilişini bir perdecinin gözüyle anlatıyor.
İnsanı, kasabayı, dünyayı perdeler üzerinden algılayan, kavrayan perdeci hem yaşadıklarıyla kendi dünyasını hem de insanımızın evrenini; kimlikli, kişilikli hâlleriyle aktarıyor. Tuncay Günaydın, Ege kasabası üzerinden teşekkül hâlindeki hayatımızın neredeyse yüz yılını, hayata ulaşımı perdeleyen şeylerle perdelenmesi gerekenleri naif bir dille anlatıyor.
₺120,00Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü
₺172,50Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü, özellikle son yüzyılda dünyayı derinden etkileyen Batı düşüncesiyle Batılı yaşam tarzlarını sorgulayan farklı zamanlarda yazılmış eleştirel metinleri bir araya getiriyor.
Şimdilerde modernitenin toplum tasarısının nihayete erdiğine ilişkin bir mutabakattan söz ediliyorsa dahi modernite sonrası yürürlüğe giren postmodernitenin uyandırdığı beklenti, kısa zamanda birçok eleştirel dikkatin de konusu hâline geldi. Bazı eleştirmenlerce Batı medeniyetinin en baskıcı, en totaliter evresi olarak görülen postmodernizm, kendini kitlelere sunma biçiminin aksine; farklılıkları törpüleyen, doğruları bölerek çoğaltan, hakikati flulaştıran, ‘değer’i değersizleştiren bir tabiata sahip. Böyle bir yaşam ve kültür atmosferinin mahremiyete nasıl baktığını, mahremiyeti nasıl dönüştürdüğünü irdeleyerek başlayan metinler; din, gelenek gibi kavramların özelleştirilmesi, kitle iletişim araçlarının mahremiyet anlayışına etkisi gibi güncel pratiklerin sebeplerini sorgulayarak sürüyor. Kitapta, olup bitenler karşısında sosyal bilimlerin tepkisi, yöntem sorunu bağlamında ele alınırken birey, toplum, özgürlük, oryantalizm, küreselleşme, çokkültürlülük, turizm, hermenötik, iktidar, terör gibi Batı kaynaklı pek çok kavram da eleştirel bir bakışla ele alınıyor.
Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü’nde Batı’nın yerkürede tek başınaymış gibi serkeşçe hareket etmesinin başka toplumlar üzerindeki yıkıcı/kıyıcı etkisi; her türlü bilginin, imajın, görüntünün hızla aktığı sanal evrende mahremiyetin imkânsızlığı, ‘göz’ün hakimiyetinin günümüz gösteri toplumunu nasıl kurup şekillendirdiği tartışılıyor.
₺230,00