Tüm Kitaplar

Toplamda 127 kitap listelendi.

  • Hücreden Sızan

    Avrupa’da yaşayan Türkler, uzun yıllar önemli olayların, önemli hikâyelerin içinde buldu kendilerini. Bazen kahramanı, bazen izleyicisi oldular Avrupa’da geçen zamanın. Ama şimdiye değin yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini yazmaya, paylaşmaya ne vakit, ne dil bulabildiler. Avrupa’nın üçüncü kuşak Türkleri, hikâyelerini anadilleriyle anlatmaya başlıyor: Hücreden Sızan, böyle bir dil, anlam ve vakit arayışının ürünü.

    İnsan, dünyaya ilk merhaba deyişiyle bir dertle kaynar. Bu derdin ayırdına varmadan yaşar bir müddet. Sonrasında hatırında kalan her ayrıntının görüntüsü canlanır zihninde. Gittiği her yere götürür zihnî ayrıntılarını. Beraberinde taşıdıklarıyla bakar gökyüzüne. Gökyüzü, zihninde asılı kalan hatıraları canlandırır. Hücreden Sızan, geçmişin izini takip ederek, dilsiz tanıkların, gökyüzündeki siluetlerin, denizde yüzen kırmızı pabuçların, içeridekilerin, dışarıdakilerin hikâyeleriyle doğan yeni güne merhaba diyor.

    75,00100,00
  • İ Hâli

    Serdar Kacır, İ Hâli’yle insan olmanın hâllerini, bu hâllerin insana yüklediklerini mistik ve idealist bir şiir diliyle sunuyor. Şehir hayatının ilişkilerde, insanın ‘kendi’ olma mücadelesinde nasıl büyük boşluklar oluşturduğunu, her kadının, erkeğin ve çocuğun dünyasından geçerek bir yere varma hedefi gütmeden anlama derdiyle konuşuyor: Çünkü ‘arayış’ şairin asıl derdi. Şiirlerinde, yaşadığı çağın gürültü ve kaosuna kapılmama mücadelesi, gündelik kargaşa ve idealler çatışması yörüngesinde; ‘hâl’den memnun olunmasa da mücadelenin bırakılmadığı bir dünya çiziyor. Onun dünyasında çatışma ağır geldiğinde hafifliğine sığınabileceğimiz bir kabuk, tehlikelerden sakınabileceğimiz bir eşik, uzanıp dinlenebileceğimiz bir gök kubbe inşa edebiliriz. Sağ sâlim burada olma mücadelesi ancak bu hâl ile mümkündür; bu hâl, insan olabilmenin hâli, pergelin bir ucunu merkezde tutabilmenin i hâli.

    “fenadır bir kelimeye şiirden kovulmak
    ya şiir gibi bir kalbe hiç sokulamamak
    doğulu olmak kadar zor değilse peki
    merasimini kaçıran bir tek ölüler mi
    dünya ne cehennemdir ne cennet
    elbet her şey Allah’tan ibaret”

    105,00140,00
  • İbrahim’i Beklerken

    Büyümek, İbrahim olmakla Abraham olmak arasındaki farkı öğrenmekmiş.

    Yıllar sonra çok farklı koşullarda karşılaşmaya hazırlanan iki arkadaşın bekleme anları… Müslüman Mahallesi ile Yahudi Mahallesi arasına beton duvar döken Aram Usta’nın suçluluğu… Oğlu Hasan’ı arayan Meryem’in telaşı… Fakültenin teodolitini yanlışlıkla kıran Henan’ın çaresizliği… Kanser hastası babasına üzülen Aaron’un sorgulamaları… İsa’nın çile yolculuğuna yeniden çıkmaya hazırlanan Larissa’nın adımları… Yapılacak çeşmeye yer bulmaya çalışan Sultan Süleyman’ın mimarları…

    İbrahim’i Beklerken, ilhamını Kudüs’ten almaktan çok, Kudüs gözlemleriyle yazılmış dokuz hikâyeden oluşuyor. Yazar çoğul bir yaklaşımla, barış için gereken eylemlerin sorumluluğunu; Müslüman’ıyla, Yahudi’siyle, Hristiyan’ıyla ‘insan’ olan herkese yüklüyor: Çünkü insanlığın etrafına çevrilen beton duvarların ancak kalemle yıkılacağına inanıyor.

    45,0060,00
  • İkinci Perde

    Yunus Develi, anlattığı hikâyelerle sizi tarihin kırılma anlarına şahit olmaya çağırıyor. İnsanın yaratılış hikâyesiyle açılan Perde, Hz. Musa’nın yaşadıklarıyla İkinci Perde’ye dönüşüp Peygamberimize değin uzanan bir dikkat kesilmeye dönüşüyor. İnsanlığın peygamber merkezli durakları, ânda yaşıyor.

    Uzun, bilindik bir kavganın, bir mücadelenin, bir düşün, bir hakikatin içinde bulacaksınız kendinizi… Yaşananlara tanık olacak, ortak olacak, belki de taraf olacaksınız.

    97,50130,00
  • İncir Yarası

    İncir Yarası öyküleri, insanın hâllerine yoğunlaşarak onun, hayatla ölüm karşısındaki duruşunu irdeliyor. Zengin tematik yaklaşımlara üslubuyla da ayrı bir güzellik katan yazar, okuru, Türk öykücülüğünde az ele alınmış alanlara, sükûnete, derinliğe davet ediyor. Öyküler kimi zaman ironinin, kimi zaman fantastiğin, kimi zaman da mistisizmin imkânlarından faydalanırken gerçekle temasını yitirmiyor.

    165,00220,00
  • İnsan Neden Hikâye Anlatır

    İnsan neden hikâye anlatır, meselesi kadim zamanlardan beri cevabı aranan meselelerden. İnsan bu soruyla ayakta kalabiliyor. Bulduğumuz cevaplarla sorunun kendisiyle ilgilendiğimiz kadar ilgilenmemiş, nihayet hikâyemiz kadar varolmuşuz.

    Anlatmaya bağlı metinler “kurmaca” diye anılmaya başlandığından beri hikâye, belirsizleşmeye başlar. İçinde toplumların nefeslendiği hikâyeyi hatırlamak önemli/gerekli bir hâl alır bu yüzden. Metinlerden uzaklaşan hikâyenin peşine düşmenin, onu iyice hatırlama çabasının ürünü bu kitap, deneyimli hikâye anlatıcılarıyla kuramsal bağlamda hikâye üzerine düşünen yazarların metinlerini harmanlıyor. Kitaptaki yazılarda, İnsan Neden Hikâye Anlatır, sorusu merkeze alınarak hayata, hikâyenin işlevlerine, anlatmanın zorunluluğuna, anlatmanın binbir yoluna, hayatı kavrama biçiminde hikâyenin rolüne, büyük hikâyeyi oluşturan küçük hikâyelere, kıssalarla masalların açtığı dünyaya, hikâyenin manevî boyutuna, postmodern toplumda, dijital dünyada hikâyenin durumuna, sese, resme, göçmenliğe, hikâyenin fantastik yapısına değiniliyor. Hikâyenin serüveni elbette bu metinlerin anlattığından ibaret değil. Ancak kitabın anlatma tarzımızı zenginleştireceği muhakkak.

    165,00220,00
  • İslamcıların Devlet Tartışmaları

    Batı siyasal düşüncesiyle İslamî siyasal düşünce arasındaki uyumsuzluk Tanzimat yıllarından beri tartışılagelmiştir. Siyasal literatürümüzü zenginleştiren bu tartışmaların Türkiye İslamcılarının siyasal kavrayış evrenini etkilememesi; yeni yaklaşım, deneyim, gözlem ve pratiklerle beslenerek, güncellenerek zamanımıza değin sürmemesi beklenemez.

    İslamcıların Devlet Tartışmaları’nda, 1980-2000 yılları arasında İslamcıların yayımladığı dergilerde Batı siyasal deneyim ve aklının ürettiği ulus, ulus devlet, egemenlik, laiklik, demokrasi gibi kavramla Türkiye İslamcılarının millet, ümmet, şûrâ, İslam devleti, hilafet… gibi kavramlarla karşılık aramalarıyla kendi aralarındaki siyasal tartışmalar inceleniyor.

    225,00300,00
  • Jenny Marx

    Friedrich Engels, Jenny Marx’ın mezarı başında şunları söyler:

    “Böylesine keskin bir zekâya sahip bir kadın, eleştirel bir akıl, siyasi olgunluk, büyük bir enerji, coşkun bir karakter ve yoldaşları için her şeyini vermeye hazır bir cömertlik çok az bulunur. Devrimci harekette neredeyse kırk yıldır etkin olduğu hâlde, gösterişe kapılmayan, kamuoyu önüne fırlamak için heveslenmeyen, dönemin gazete yıllıklarının bahsetmediği bir kadındır o… Onu, herkesin bizzat tanıması gerekirdi. Şunu kesinlikle biliyorum: Ülkelerini terk etmek zorunda kalan Komün 1871 Paris Komünü mültecilerinin kadınları onu hep anacaklardır. Bizlerse onun nesnel ve akıllı tavsiyelerini hep özleyeceğiz. Nesneldi ama övünmezdi, akıllıydı ama affederken bile onurundan hiçbir şey kaybetmezdi…”

    Jenny Marx’ı bizzat tanımayanlara Françoise Giroud’nun anlatacakları var.

    120,00160,00
  • Kâinâtın Ritmi

    Görüşün imajlara hapsolduğu bir dönemde kulağa dair; duymak, işitmek ve hissetmeye dair bir kitap Kâinatın Ritmi: Ses Nefes ve Müzik. On beş yazarın sükûnetle müzikten yola çıkarak insanın kendi sesini, dolayısıyla kişiliğini bulma çabasının nasıllığı kitabın ele aldığı temel mesele.

    Ruhun varoluş âhengi hissettiği ânları, farklı yazarların birikimlerinden derleyen kitap, oluşumundaki çok sesliliğinden dolayı farklı dikkatlerle okumaya da imkân veriyor. Sesin ve nefesin sağaltıcı, diriltici etkisi; bazen sınırlar çizen bazen de sınırları yok eden müziğin gücü, birlikte duyumsanmaya çalışılıyor.

    Müziği notalardan ibaret zannedenler yanılıyor,
    dili kelimelerden ibaret zannedenler de öyle…
    Müzik notalarla, yazı kelimelerle arayıp bulduğu,
    derinleştirip ifadeye kavuşturduğu anlamlardan inşa oluyor.

    52,5070,00
  • Kalanlara

    Sesin, söyleyişin, tınının izini sürüyor; bu izleğin söyleyiş güzelliğini duyumsatıyor Kalanlara. Bu yüzden kitap, sesimizde gizlenen kimliği kuşaklar boyu taşıyacak.

    Naif öykü kişilerinin zaman zaman gürlek bir naraya dönüşen iç konuşmaları, mekânın keskin bir dikkatle sıra dışılaşması, zamanın tarihe çarpar gibi Rodop Dağları’nda yankılanışı, yaşananla kurgu arasındaki ayrımın yitimi… Ama hep harften mi, heceden mi oluştuğunu bilmeyen fakat yine de büyüyünce kelime olmak isteyen sıra dışı kahramanların dilin, kültürün ahengine tutunma çabaları ‘simsiyah bir teselli olur belki kalanlara’.

    150,00200,00
  • Karlı Madra

    Kelimeleri, imgeleri gelenekten seçip onları modern şiirde konumlandırıp iki farklı zaman arasındaki gerilimi dengede tutarak güçleniyor Muharrem Kaplan şiiri. Bu bilinçli seçim, bilinçli izlek eski hazineleri günümüze taşıyıp varoluşsal bir bütünlüğe eriyor Karlı Madra’da. Kitap, başlangıçla ilerlemenin şiirsel haritasını sunuyor.

     

    bir at müzik eşliğinde daima

    aynı sesin farklı soluklarıyla

    hızlı, ağır, yüksek ve süregelen.

    142,50190,00
  • Kayıp Nüsha

    Sırat köprüsünde intihar mı var?
    Kapanmaz taziye çadırı dünya
    Sırasız ölümler hüzne bahane
    Sayamam seni bir çiçekten anne
    Öperek sökersin ateşini yavrunun
    Hepsi hayal hepsi toprak hepsi hikâye

    Kayıp Nüsha, aslolanın aramak olduğunu imleyen ve yolun ancak bir buluşun bizi başka bir buluşa götürmesiyle çizileceğini işaret eden şiirler toplamı. Kayıp Nüsha’da şair, somut hayatı, şiirden yarattığı dünyayla çarpıştırırken okuyucunun gerçekliğin sınırlarını zorlamasını sağlıyor. Önder Öztürk’ün ilk şiir kitabı olan Kayıp Nüsha ölüm, hayat, çirkinlik, umutsuzluk gibi evrensel temaların yanı sıra otopsi raporu, apartman boşluğu gibi spesifik temalara da değinerek hayatın bütünlüğünü ve bölünmezliğini sorgulatıyor.

    90,00120,00
  • Kehanetin İlk Günü

    Kehanetin İlk Günü, mitolojik çağlarda başlayıp günümüze değin uzanan bir intikam hikâyesinin izini sürüyor. Bir taraftan bu hikâyenin nasıl yazıldığıyla neden yazıldığına odaklanan anlatıcı, güncel ve sıcak konuları da bu mecra üzerinden sorguluyor. Kadim zamanlarda Yuşa’nın merakla çıktığı bir yolculukta tuttuğu notlar, yüzyıllar sonra küçük bir batı Anadolu kasabasında hayatın içinden ortaya çıkıyor.

    Akif Hasan Kaya, Kehanetin İlk Günü’nde, iyiyle kötülüğün mücadelesini, iç içe geçmiş capcanlı insan hikâyeleriyle birleştiriyor. Böylece ortaya çıkan masalsı dil okuyucuyu, anlatılanlara katılmaya çağırıyor.

    195,00260,00
  • Kelile ve Dimne

    Kelile ve Dimne’nin birçok sadeleştirmesi yayımlanmıştır. Kitabın genelde bir fabl ve masal kitabı gibi algılanmasına sebep olan bu yayınlardan dolayı Kelile ve Dimne’nin çocuk hikâyeleri/masalları olduğuna dair noksan kanı giderek bu yüzden yaygınlaşmıştır. Oysa Kelile ve Dimne, İÖ 100’lerden günümüze ulaşan, özellikle hükümdarlar, yöneticiler ve devlet teşkilatının önemli bürokratları için çok iyi hazırlanmış Doğu siyasetnâme geleneğinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Metinde bir anlatım tekniği olarak kullanılan fabllar, çocuklar için çok yararlı kurgusal metinlere dönüştürülebileceği gibi özgün metnin mesajının ve yazılış amacının büyüklere, özellikle de siyasî büyüklere, iktidarın ve siyasetin tekinsiz labirentlerinde yol göstermek olduğu unutulmamalıdır.

    Elinizdeki Kelile ve Dimne herhangi bir seçme, kısaltma, ayıklama yapılmaksızın kitabın özgün yapısı ve dokusu korunarak günümüz Türkçesine aktarılmıştır.

    Bu yüzden şimdiye değin yayımlanan Kelile ve Dimne çalışmalarından ayrılır.

    187,50250,00
  • Kibrit

    Edebiyatın gücünü, hikâyelerin büyüsünü, bilgi katmanları arasında kaybolmayan sözlü geleneğin izlerini sürüyor; hikâyeler anlatan nineleri, aya düşen bebekleri, abdalları, usta-çırak ilişkilerini masalsı bir dille anlatan Kuddusi Demir, coğrafyamızın hikâyelerinin benzerliğini birçok öykünün alt metni olarak sunuyor.

    Sözlü kültürle yazılı kültürün bir aradalığına tanık olurken insanımızın ferasetini, irfanını Kibrit’in on sekiz öyküsünde görebiliriz. Hikâyelerde; yaşayan, nefes alan ayrıntılar, bu toprakların kadim geleneği hikâyenin pes etmeyeceğini kanıtlıyor.

    97,50130,00
  • Kitabın Ortası

    Kitabın Ortası, bir tür modern Hikmetler Kitabı. Oysa fazla vakti olmayan insanların yaşadığı şu çağda yazılsa yazılsa bir Kitab-ül İblis yazılabilir ve insan da bu kitabın en nahif paradoksu, en çarpıcı aforizması olurdu. “Şeytanın gör dediği” türden paradokslarla dolu hayatın zihnimize düşürdüğü aforizmaların toplandığı bu kitap, şaşkın, üzgün, bezgin, somurtkan ve umutsuz modern okur-yazarların çelişkilerine ışık tutuyor. Hakikati nefs emniyeti ve kafa konforu içinde arayan riyakâr, uyuşuklar değil bu sözlerin muhatabı. Bu kitap, her dâim yolda olan nitelikli okurunu arıyor.

    Bu kitaptaki aforizmalar, rikkat ve dikkat sahibi okurlar için metinlerarasılıklarla kuramsal göndermeler içeriyor. Kitabın her sayfasında beş aforizma yer alıyor ve bu aforizmalar hangi dilde üretildiyse o dilde yani orjinal şekliyle paylaşılıyor. Umulur ki aylak ve nitelikli okur, en azından birini işaretlesin.

    150,00200,00