İndirimli Kitaplar

Toplamda 143 kitap listelendi.

  • Perde

    İnsanlığın ilk hikâyesini, hikâyelerin hikâyesini bilmeden bütün hikâyelerin boşlukta kalacağını, boşlukta dönüp duran hikâyelerle vakit geçirmenin anlamsız olacağını düşünen yazar, dünyanın sessizlik dönemlerinde doğan ilk hikâyeyle Büyük Hikâyenin İzini sürmeye başlıyor: Perde, bu iz sürüşün ilk kitabı.

    Hz. Âdem’in öyküsüyle açılan Perde; Habil’le Kabil’e, Lût, İbrahim ve Hz. Yunus’a değin insanlık tarihini derinden etkileyen, seçilmiş kişilerin büyük mücadelesini günümüz insanının tanıklığıyla öyküleştiriyor.

    187,50250,00
  • Perdesi Yırtık Dünya

    Gelişen, teşekkül hâlindeki hayatımızı en iyi kasaba edebiyatının dile getireceği, olgun bir edebiyatın kasaba edebiyatıyla ortaya konabileceği kanısındadır Sezai Karakoç. Perdesi Yırtık Dünya, bir Ege kasabasını sokakları, caddesi, evleri, köyleri, konakları, otelcisi, zeytincisi, zahirecisi, pastacısı, meczubuyla kasabadan şehre evrilişini bir perdecinin gözüyle anlatıyor.

    İnsanı, kasabayı, dünyayı perdeler üzerinden algılayan, kavrayan perdeci hem yaşadıklarıyla kendi dünyasını hem de insanımızın evrenini; kimlikli, kişilikli hâlleriyle aktarıyor. Tuncay Günaydın, Ege kasabası üzerinden teşekkül hâlindeki hayatımızın neredeyse yüz yılını, hayata ulaşımı perdeleyen şeylerle perdelenmesi gerekenleri naif bir dille anlatıyor.

    135,00180,00
  • Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü

    Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü, özellikle son yüzyılda dünyayı derinden etkileyen Batı düşüncesiyle Batılı yaşam tarzlarını sorgulayan farklı zamanlarda yazılmış eleştirel metinleri bir araya getiriyor.

    Şimdilerde modernitenin toplum tasarısının nihayete erdiğine ilişkin bir mutabakattan söz ediliyorsa dahi modernite sonrası yürürlüğe giren postmodernitenin uyandırdığı beklenti, kısa zamanda birçok eleştirel dikkatin de konusu hâline geldi. Bazı eleştirmenlerce Batı medeniyetinin en baskıcı, en totaliter evresi olarak görülen postmodernizm, kendini kitlelere sunma biçiminin aksine; farklılıkları törpüleyen, doğruları bölerek çoğaltan, hakikati flulaştıran, ‘değer’i değersizleştiren bir tabiata sahip. Böyle bir yaşam ve kültür atmosferinin mahremiyete nasıl baktığını, mahremiyeti nasıl dönüştürdüğünü irdeleyerek başlayan metinler; din, gelenek gibi kavramların özelleştirilmesi, kitle iletişim araçlarının mahremiyet anlayışına etkisi gibi güncel pratiklerin sebeplerini sorgulayarak sürüyor. Kitapta, olup bitenler karşısında sosyal bilimlerin tepkisi, yöntem sorunu bağlamında ele alınırken birey, toplum, özgürlük, oryantalizm, küreselleşme, çokkültürlülük, turizm, hermenötik, iktidar, terör gibi Batı kaynaklı pek çok kavram da eleştirel bir bakışla ele alınıyor.

    Postmodernizm ve Mahremiyetin Dönüşümü’nde Batı’nın yerkürede tek başınaymış gibi serkeşçe hareket etmesinin başka toplumlar üzerindeki yıkıcı/kıyıcı etkisi; her türlü bilginin, imajın, görüntünün hızla aktığı sanal evrende mahremiyetin imkânsızlığı, ‘göz’ün hakimiyetinin günümüz gösteri toplumunu nasıl kurup şekillendirdiği tartışılıyor.

    300,00400,00
  • Rahatsız Tuğla

    Kısa, açık, duru ve etkili bir dille hayatımızın sıradan durumlarına sıra dışı bir dikkatle bakıyor Rahatsız Tuğla. Toplumsal hafızamızı oluşturan tarihsel derinliğimize metinler arası bir düzeyden yaklaşarak kurulan öykülerle yaşamayı tekdüzelikten kurtarma çabasına yöneliyor. Kişinin toplumsal aidiyet duygusu taşımaksızın psikolojisinin sağlıklı olamayacağı, yaşam konforunun aidiyetlerimizle de ilişkilisi ince, ironik bir dille anlatılıyor.

    225,00300,00
  • Rodin’in Deliler Bahçesi

    Almanya’da doğup büyümüş, orada eğitim görmüş; çok dilli, çok kültürlü bir ortamda Türkçeyle kültürümüzden kopmamış bir yazarın kültür coğrafyamıza Garp donanımıyla içten bakışını, özlem ve hasretini anlatan öyküleri topluyor Rodin’in Deliler Bahçesi. Farklı ülkelerde yaşananların anlatımı öykülerin kurgusunu genişletip rahatlatıyor.

    168,75225,00
  • Rüzgârda Asılı Arp – Soneler

    Büyük yazarları ne kadar okursak okuyalım, hep eksik kalıyor. Hele bazı yönlerini gözden kaçırmış, yeterince okumamış isek bu eksikliğin vahameti daha da koyu oluyor. Benjamin’in şiirlerini beğenmeyip ‘önemli değil’ diye geçenler olabilir. Ancak, Mary Maxwell, Benjamin’in şiirlerinde düzyazısında görüldüğünden daha da ince bir duyarlığın ortaya çıktığını söyler. Haksız değildir. Benjamin’in şiirlerini okumak mutlaka gereklidir.

    Bu bakımdan 73 şiiri Almanca aslından Türkçeye aktaran Yahya Kurtkaya’ya büyük bir teşekkür borçluyuz. Çok güç bir işin altından başarıyla kalktı. Çünkü Benjamin’in şiirleri kolay değil. Bir yandan Benjamin “yüksek üslûp” tutturmaya çalışmış. Öbür yandan şiirler içerik olarak iyice kapalı, hermetik dedikleri türden.

    Özenle çalışmış Benjamin. Sone biçiminin yanısıra, dizelerde hece sayısına, uyak tutturmaya, ses uyumuna bir daha, bir daha bakmış. Sadece noktalama imleri konusunda pek hasis. Bu da şiiri anlamlandırma işlemlerini etkileyebilir. Beğenmemiş ki gün ışığına hiç çıkarmamış bu şiirleri. Atmaya da kıyamamış. Saklamış, ölümüne kaçarken Paris’ten Bataille’e emanet etmiş. Belli ki ölümü sonrası bir yaşam öngörmüş şiirlerine. Öyleyse onun dünyasının asal bir parçası bu şiirler. Gel gör ki okunması zaten güç bir toplamın iyice gizemli, sırlı, esrarlı bir parçası. Benjamin’in şiirlerine henüz gereken ilgi gösterilmedi. Çözüm, söküm, yorum çalışmaları yapılmadı. Bir yumak, duruyor karşımızda.

    180,00240,00
  • Şâhmerân Hikâyesi

    Mezopotamya’da ortaya çıkan “Şâhmerân” ve Şâhmerân Hikâyesi; zamanla Arap, İran, İbranî, Hint ve Yunan mitolojileriyle zenginleşmiş ve Anadolu’ya mâl olmuş, kâdim bir metin. Battalnâme, Saltuknâme gibi Anadolu’da daha sonra ortaya çıkan birçok söylenceyi de derinden etkileyen Şâhmerân Hikâyesi, söylenceler ve metin yoluyla, yüzlerce yıl kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır.

    Sağlık, bilgelik, özveri, sevgi ve vefa sembolü olarak resim, heykel gibi görsel sanatlarla sinema gibi modern sanatların da ilgi odağı olan Şâhmerân, günümüz edebiyatçılarının da dikkatinden kaçmamış; Tomris Uyar’dan Murathan Mungan’a, Hilmi Yavuz’dan Erhan Bener’le Sennur Sezer’e… pek çok edebiyatçı tarafından yorumlanmıştır.

    146,25195,00
  • Saltanatın Hafızası

    Siyasi çalkantılar devam ederken II. Selim, ablası Mihrimah Sultan’ın hastalığına çare bulması için Taşkentli Seyyid’i saraya getirtir. Sokullu bu durumdan rahatsızdır. Seyyid’in Lala Mustafa Paşa’ya yakınlığı Sokullu’yu daha da endişelendirir: Zira Lala Mustafa Paşa’nın sadrazamlıkta gözü olduğunu düşünüyordur. Seyyid’in Kale’yle duygusal yakınlaşması Sokullu’ya beklediği fırsatı verir… Osmanlı arşivleri incelenerek hazırlanan Saltanatın Hafızası, Padişah II. Selim’in iktidarına, karşılaştığı iç ve dış sorunlarla kişiliğine odaklanmakla birlikte iktidar çevrelerinin nüfuz ve güç mücadeleleri, hırsları, zaafları bağlamında da okunabilir. Ayrıca II. Selim divançesinden iki şiirin ilk kez, bu eser için bestelenmesi de Saltanatın Hafızası’nı, edebiyat ve tiyatro tarihimiz için önemli kılıyor.

    112,50150,00
  • Şam Semalarında İsa

    Kadim kültürümüzün değerlerini güncel söyleyişlerle duyumsatan Şam Semalarında İsa, şiirimizin anlatım ve imge olanaklarına yeni boyutlar kazandırıyor. Duyarlığımızı yeni söyleyişlerle, yeni duyuş ve yaklaşımlarla genişletiyor. Yeryüzü, gökyüzü, dağ, ölüm, gece, kayıp, karanlık, çöl, dere, ev gibi kentin, kentlinin duyumsayamayacağı temalar yeni bir bakış, dokunaklı bir incelikle söyleniyor. 

     

    çoğaldıkça azalıyor her şey

    budur bütün bildiğim

    168,75225,00
  • Sanatın Sosyolojik İmkânı

    Sanat, kurucu sosyologların bütün ilgisizliğine rağmen on sekizinci yüzyılın ikinci yarısından beri sosyolojik bir perspektifle ele alınmaya devam ediliyor. Sosyoloji öncesi sayılan uzunca bir geçmişten sonra sanat sosyolojisi, artık kendi müstakil alanını tahkim etmiş durumda. Özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir yandan konu ve alan netliğini sağlayarak öte yandan da metodolojik tercihlerini kesinleştirerek sosyolojik çerçeve içine iyice oturmuş durumda. Her ne kadar yakın dönem sanat sosyolojisi çalışmaları üretim, dağıtım ve kabul süreçlerine odaklanmışsa da sanatla toplum arasındaki ilişkinin bütünü, sanat sosyolojisine dâhil edilmelidir. Sanatın Sosyolojik İmkânı; aktörler, yapıtlar, kurumlar, bağlamlar, ilişkiler ve süreçler düzleminde sanat sosyolojisinin bütün yapıcı öğelerini inceliyor.

    262,50350,00
  • Saranghae

    Balkanların havası, suyu, toprağı anlaşılabilirse Meva’nın nasıl biri olduğu da belki biraz anlaşılabilir. Meva; insana, doğa ve canlılara sevgi dolu, efsanevî bir coşkunun ve saflığın simgesi: Batı kültürüyle büyüyüp Doğu’da nefeslenecek gizemli, genç bir kız. Ailesinin üstüne titrediği, istemeyerek şımarttığı, hayata hazırlarken hatalar yaptığı Meva, çevresindeki insanları sürekli şaşırtır, yolculuklarla olgunlaşır.

    Vildan Serdar, Saranghae’de Meva’nın Trakya’nın batısında, Rodop Dağları’nın eteklerine kurulmuş tarihî bir şehirde, İskeçe’de başlayan fırtınalı hayatını; önce Amerika’ya sonra Güney Kore’ye uzanan yolculuklarını, çelişkilerini, kararsızlıklarını iç yolculuklarıyla birlikte anlatıyor.

    281,25375,00
  • Semadirek Uğulduyor

    Semadirek Uğulduyor gelenek göreneklerimiz, örf ve adetlerimiz, hısım akraba bağları, büyük küçük ilişkileri üzerinden toplumsal değerlerimizi gözden geçirerek toplumsal dokumuzun özgün yapısına dikkat çeken öykülerden oluşuyor. Kitaptaki öyküler Türkçenin anlatım ve düşünce olanaklarını yeni bir formda sunuyor.

    Coğrafyanın insan benliğine etkilerini gözlemleyebileceğimiz öyküler; daha naif, daha esenlikli bir dünyayı duyumsatıyor.

    195,00260,00
  • Sen de Öfkelendin

    Psikolojik tahlillerin kısa ve etkili ama gerçekte sorunsuz dışavurumların bir insanlık trajedisi gibi benimsenmemesini önererek günümüz insanını ferahlatan öykülerden oluşan kitap, etkili bir psikolojik atmosfer oluşturuyor.

    İnsanımızın çoklu insanlık durumlarını zarif dokunuşlarla çözümleyen öykülerin pedagojik bir boyutu dil atmosferiyle güzelleşiyor. Sen de Öfkelendin mi, günümüz insanına kendisini anlatıyor.

    210,00280,00
  • Serbest Okuma

    Edebiyat, okuru, serüvene nasıl çıkarır? Edebiyat okuru, nasıl bir serüvene çıkar? Okur, düşsel dünyalara açılmaktan haz duyan, gerçek dünya kaçkını bir kişi midir? Edebiyatın çağrısına uymanın kuralları mı vardır? Kelimelerle, cümlelerle, dizelerle aktarılan anlam ve katmanları arasında, sınırsız çağrışım düzeylerinde yaşanan okuma sürecinin doğruluğu, yanlışlığı sorgulanabilir mi? Edebiyat eserini doğru mu algılamalıyız, tutarlı mı? Metnin tutarlı yorumu, yorumları mı vardır? Turgut Uyar, Behçet Necatigil, İlhan Berk, Ahmet Oktay metinleri başta olmak üzere pek çok edebî metinden yola çıkarak tutarlı yorumlama süreçlerini biraraya getiren Serbest Okuma, edebî metinleri, şair/yazar yaşantılarıyla ilişkilendirmeden, sadece dil düzleminde okuma, yorumlama çabasıyla ‘yol olmayanı’ yürüyor.

    157,50210,00
  • Sesimi Duymadan Geçen

    Sesimi Duymadan Geçen, halk anlatılarına dayanan yalın diliyle okuru; kavgadan, kargaşadan, gürültüden uzak, çevreyle uyum içinde, dingin bir yaşama çağırıyor. Gerçeğin ruhu acıtan yanları, yalın yaşamların devasa sorunları, mevsimlik işçilerin ömürlük yoksulluğu, dayanışma ve paylaşma erinci gibi birbiriyle bağlantılı ayrıntıların farklı atmosferlerde öyküleşmesi anlatılanı daha etkin kılıyor. İnsanın gerçekliği algılama, içselleştirme ve dönüştürme algısına odaklanan yazar, öykülerin kurgusu ve üslûbuyla hepimizi, anlatıya ortak ediyor.

    146,25195,00
  • Sesinden Mahrum

    Yaşımız kaç olursa olsun geçmiş hep yakınımızdadır. Dün gibi hatırlıyorum, diye anlatırız anılarımızı. Sesinden Mahrum’da hatırımızda kalan, çokluk bizi mutlu eden, bazen mahzunlaştıran zamanın kesitlerinden parçalar bulacaksınız. Balkanlar’ın küçük bir kasabasının zamana direnen sokaklarını, evlerini, kültürünü ve hayatın sesini duyacak, oradan Ege’ye uzanıp deniz kıyısındaki kumlu yolun serzenişlerini dinleyeceksiniz. Teknolojik gelişimin hayatı, kolaylaştırarak değiştiren değer, erdem ve incelikleri yitirten cazibesine dikkat kesilecek; vicdanımızı dinlerken aylardır sesini duymadığımız dostlarımızı duyumsayacağız.

    225,00300,00