Roman Kitapları

Toplamda 11 kitap listelendi.

  • Akakuçibalar Efsanesi

    Yabanların bırakıp gittiği kız çocuğunun bakımını köydeki genç bir karı koca üstlenir. Vakti gelince kız, uzun zamandan beri demir çelik üretiminden servet kazanan, köklü Akakuçibalar ailesine gelin gider. Geline, Akakuçibalar ailesinin bin fersah öteyi gören hanımı, denmeye başlanır: Bu kadın, anneannem Manyo Akakuçiba. Bin fersah öteyi gören anneannem, manga çizeri annem ve hiçbir şey olmayan ben…
    Hoş geldiniz, güzel dünyaya.

    Akakuçibalar Efsanesi, hızlı ekonomik gelişme, balon ekonomisini geçerek Heisei dönemine uzanan günümüz Japon tarihini, Tottori Vilayeti’nin köklü bir konağında yaşayan üç neslin kadınları ve onları saran acayip bir sülalenin tarihini, benzersiz biçimde anlatan, baştan sona bir şaheser…

    Akakuçibalar Efsanesi, 2007’de Japonya Gizem Yazarları Birliği Ödülünü aldı.

    225,00300,00
  • Akşam Yazıları

    Akşam Yazıları, annelerin çocuklarını bir gazoza kandırabildiği, çocukların da ancak bir gazozluk numaralarının bulunduğu yani ekmeğin üzerine Sana yağı sürüldüğü, bir zeytinin de iki defada yendiği yıllardan başlıyor; insanların kalplerini yitirip oyunu, sadece yüzleriyle sürdürdüğü yıllara değin sürdürüyor anlatıyı. Bu zaman dilimini, bazen anlatıcının bazen kahramanın iç konuşmalarıyla, bazen metinler arası geçişlerle, isimler ve mekânlarla günlerin çetelesini tutarak ama akşam mahmurluğunu hep üzerimizde taşıyarak yaşıyoruz.

    150,00200,00
  • Ebter

    Ankara’da bir kitabevi işleten Murat Cemal, karısının iş evrakları arasında bulduğu bir mektubun ardından onu hiç ummadığı yerlere götürecek izlerin peşine düşer. Murat Cemal, yıllar öncesine ait gizli aşkının peşinde olduğunu sansa da bir anda kendini istihbarat savaşlarının, illegal örgütler arasındaki çatışmaların tam orta yerinde bulacaktır.

    Ebter, baştan sona sürükleyiciliğini hiç kaybetmeyen bir muamma kurgu etrafında, 1980 Darbesi sonrası çeşitli örgütler tarafından kaçırılan çocukları, çalınmış hayatların farazi ideolojiler uğruna işlediği cinayetleri, sebepsiz intiharları, Mavi Marmara olayları sonrası oynanan istihbarat oyunlarını anlatıyor. İnsanın; ait olma ihtiyacı nedeniyle maruz kaldığı aldanmaları, var olma mücadelelerini, suçluluk hâllerinin çetrefil gelgitlerini duyumsatıyor.

    45,0060,00
  • Endülüs’te Aşk

    700’lerin İber Yarımadası’nda köleleri ve köle isyanlarını anlatan Endülüs’te Aşk, bir özgürlük romanı.
    Kölelik kurumu ve kölelerin hayatı… Köle isyanları; asîlerin düzensiz direniş birlikleri, bu birliklerin varoluş ve özgürlük mücadeleleri romanın olay zincirini oluşturuyor. Süreç içinde bir orduya dönüşen direniş birlikteliğinin Tarık bin Ziyad’ı nasıl karşıladığı… Tarık bin Ziyad’ın nasıl bir coğrafyayı kuşatıp fethettiği gibi önemli bir ayrıntılar, çatışmalar ve gerilimler üzerine kurulan roman, anlattığı olaylarla İber Yarımadası’nda Endülüs’ün doğumunu müjdeliyor.

    105,00140,00
  • Kehanetin İlk Günü

    Kehanetin İlk Günü, mitolojik çağlarda başlayıp günümüze değin uzanan bir intikam hikâyesinin izini sürüyor. Bir taraftan bu hikâyenin nasıl yazıldığıyla neden yazıldığına odaklanan anlatıcı, güncel ve sıcak konuları da bu mecra üzerinden sorguluyor. Kadim zamanlarda Yuşa’nın merakla çıktığı bir yolculukta tuttuğu notlar, yüzyıllar sonra küçük bir batı Anadolu kasabasında hayatın içinden ortaya çıkıyor.

    Akif Hasan Kaya, Kehanetin İlk Günü’nde, iyiyle kötülüğün mücadelesini, iç içe geçmiş capcanlı insan hikâyeleriyle birleştiriyor. Böylece ortaya çıkan masalsı dil okuyucuyu, anlatılanlara katılmaya çağırıyor.

    195,00260,00
  • Kış Geceleri ve Kuğular

    Kış Geceleri ve Kuğular, Paris’ten İstanbul’a dönen Hüseyin Burak’ın, ölümü beklerken çocukluğu, gençliği ve modern hayatla hesaplaşması üzerine kurulmuş bir roman…

    Kış Geceleri ve Kuğular’da niyetsiz yürünen bir yolun pişmanlığına, bazı günahların gölgesinde gelişen hikâyelerin başka hikâyeleri nasıl mayaladığına, toplumsal hafızanın derinliklerinde yeraltı ırmakları gibi dolaşan şiirin modern hayatın içinde kaybolan karakterlere dayanak ve sığınak oluşuna tanık oluyor; kayısı bahçelerinde, İstanbul’da, Burgazada’da, Yassıada’da yaşıyor; rüyalarla, kıskançlıklarla, konuşulmayanlarla yüzleşiyor; güncel bir seyr ü sülûk hikâyesi izliyoruz.

    225,00300,00
  • Leylekleri Beklerken

    Üniversitede asistan olan Musa, kayıp hikâyeyi araştırması için Kazayargılı Köyüne gönderilir. Hikâyeyi leylekler göçerken Ak Ana anlatacaktır. Fakat Musa, otuz yıldır hiç uyumadan otobüs kullandığı söylenen Tahir’iyle, yürüyerek hac yolculuğuna çıkan Cumhur’uyla, cinlerin düğününde besmele çekip düğünü dağıttığı için asker arkadaşıyla bozuşan muhtarıyla; köylülerin Topal Kadri’ye oyun oynadıklarını fark eder. Şimdi ne yapacaktır? Oyuna dâhil mi olacak, yoksa kırk yaşındaki o çocuğu rüyasından mı uyandıracaktır?

    Leylekleri Beklerken, iyilikle kötülüğü merkeze alan, çocuksu masumiyeti yücelten, Yunus Emre’den Evliya Çelebi’ye gelenekten beslenen; gizemli, sürükleyici ve iyimser bir kurgu. Aynı zamanda hikâyelere ve hikâye anlatıcılarına bir saygı duruşu.

    “Herkes sıradandı. Her şey sahteydi. Bu dünyada hiç kimseninkine benzemeyen, dinlemeye değer tek bir hikâye vardı. Kahramanı kekliklere taş kırıyordu. Mutfaktaki delikten Tanrı Teâlâ ona yemek gönderiyordu. Topal olduğu için onu, dünyaya bir kekliğin getirdiğine inanıyordu. En önemlisi de kötülüğün tarifini çok iyi yapılabilmesine karşın kötülük nasıl yapılır; onu bilmiyordu.”

    225,00300,00
  • Militan Kahvesi

    1976-1980’li yıllar Türkiye’sinde özellikle bir kesimin düşünüş biçimini, kültür, edebiyat, eğitim ve insan kavrayışını bir dizi olay etrafında anlatan Militan Kahvesi, dönemin siyasal-ideolojik gerilimlerini, çatışmalarını, kavgalarını alışılmadık bakış biçimiyle sunuyor. MTTB, Akıncılar, Akıncı Güç gibi gençlik oluşumları, ‘militan olmak’ isteyen naif ve dikkatli bir üniversite öğrencisinin gözüyle aktarılıyor.

    1980’li yıllar gençlerinin düş, hayal, tasavvur ve beklentilerinin, ‘adanmışlık duyguları’nın kırılışını izlemek, günümüz oportinizminin ince, hazin bir açıklaması gibi okunabilir.

    127,50170,00
  • Saranghae

    Balkanların havası, suyu, toprağı anlaşılabilirse Meva’nın nasıl biri olduğu da belki biraz anlaşılabilir. Meva; insana, doğa ve canlılara sevgi dolu, efsanevî bir coşkunun ve saflığın simgesi: Batı kültürüyle büyüyüp Doğu’da nefeslenecek gizemli, genç bir kız. Ailesinin üstüne titrediği, istemeyerek şımarttığı, hayata hazırlarken hatalar yaptığı Meva, çevresindeki insanları sürekli şaşırtır, yolculuklarla olgunlaşır.

    Vildan Serdar, Saranghae’de Meva’nın Trakya’nın batısında, Rodop Dağları’nın eteklerine kurulmuş tarihî bir şehirde, İskeçe’de başlayan fırtınalı hayatını; önce Amerika’ya sonra Güney Kore’ye uzanan yolculuklarını, çelişkilerini, kararsızlıklarını iç yolculuklarıyla birlikte anlatıyor.

    150,00200,00
  • Uyanmışlar

    Endülüs’te XI ve XII. yüzyı­llarda yetişen eşsiz kişiliklerle dünya tarihini derinden etkilemiş, Doğu’yla Batı arasında muazzam bir düşünsel köprü kurulmuştur. Henüz Ortaçağını yaşayan Batı, kadim Yunan felsefesini Endülüs düşünürleri sayesinde tanımış ilerleyen süreçte de Reform ve Rönesans gibi dinsel, düşünsel ve bilimsel atılımlar yapabilmiştir. İslâm düşüncesinin de Yunan felsefesine karşı tutum alışı dünya mirasına Endülüs’ün en önemli katkısıdır.

    Dünya düşünce geleneğine katkıları tekrar tekrar incelenmesi gereken Endülüs, yetiştirdiği İbn Rüşd, İbn Tufeyl ve Yahudi düşünür Musa İbn Meymun’la Uyanmışlar’da konu ediliyor. Jacques Attali, Endülüs’ün düşünsel olgunluğunu farklı dinî, felsefî, düşünsel kimlikler (İbn Rüşd’le Musa İbn Meymun) üzerinden aktarıp onların düşünce hayatını, insanî mücadelesini tarihî gerçeklerden yola çıkarak sunuyor. İki uyanmış, evrenin ve ölümsüzlüğün sırrını içeren, herkesin anlayamayacağı sadece seçilmiş/uyanmış bazı kişilerin kavrayabileceği, insanoğlunun yazdığı en önemli ve benzersiz kitabın izini sürerken bir başka uyanmış İbn Tufeyl’le, Hayy Bin Yakzan’la yüzleşiyor: Uyanmışlar adı daha çok da bu yüzleşmeden geliyor.

    Uyanmışlar’la Jacques Attali okura, roman tadında felsefe, düşünce ve tarih atlası sunuyor.

    45,0060,00
  • Yedi Dağın Çiçeği

    İstanbul’un renkleri, motifleri ve hayaliyle Hereke’de, dokunması bitmeden dokumacısının evlenemeyeceği bir halının dokunma süre-cini anlatıyor Yedi Dağın Çiçeği.

    Bir halıdan, halının dokunduğu kültürel, toplumsal ve psikolojik ortamdan yola çıkan roman, halı formunu romana da taşıyor. Yan yana oturup halı dokuyan, dokurken de kendi hikâyelerini anlatan kadınların, genç kızların ince, nazenin iç dünyalarına tanık oluyoruz metni okurken. Acıyla aşkın iç içe geçtiği, yer yer şiirselleştiği Yedi Dağın Çiçeği’nde; Kapalı Çarşı’yı, Süleymaniye Kâfirler Cemiyeti’ni, Hereke’yi, Gördes’i, savaşı, yolları, antika halıları, geleneksel motifleri, emeği, güvercinleri ve daha pek çok bizi, biz yapan kültürel ögeyi kendi gerçeklikleriyle yaşarken buluyoruz.

    120,00160,00