Öykü Kitapları

Toplamda 60 kitap listelendi.

  • Kuş Adam

    Modernizmin değiştirdiği, deformasyona uğrattığı insanların, insanî ilişkilerin dolayısıyla toplumun ve elbette tabiatın doğallığıyla kavranabilmesi için algılarla dayatılan gerçekliğe tersten bakmayı deniyor Kuş Adam. Dolayısıyla zamanın mekanik, gürültülü, yapay akışına direnen, bu yüzden de sessizliği seçip kenarda köşede kalan lakin kendi şapkasının altında mutlu mesut yaşayan kişiler, kitabın baş kahramanları. Böyle bir yönseme sunmasına karşın Kuş Adam’ı, modernizm eleştirisi gibi okuyamayız. Çünkü bu kitap, okura, mütevazı hayat algısı ve düşünüş perspektifi sunuyor.

    225,00300,00
  • Kuşlu Süveter

    Özlem Göktaş, Kuşlu Süveter’de düşle gerçek arasındaki naif çizgiyi ihlâl etmeden kuruyor öykülerini: Bu dar alanda başarıyla yakalıyor insanı. Belki kısmen unuttuğumuz ama yabancısı olmadığımız hassasiyetleri, tanıdık bir ses ve ahenkle anlatırken biz, kendimizi buluyor; bu topraklara özgü, âşinası olduğumuz bir atmosferle karşılaşıyoruz. Öyküler boyu bazen geçmişe gidip çocukluğun büyülü, masalsı dünyasında yaşıyor, bazen de günümüze, günümüz insanının bireyleşerek yalnızlaşan duygu ve düşünce hâllerinin izini sürüyoruz.

    Kuşların uçup gitmesiyle azalan umut, kuşların başka dallara konmasıyla yeniden yeşeriyor.

    90,00120,00
  • Lacivert Günler

    Annelerin, babaların ve çocukların ayrılıktan, yalnızlıktan, yorgunluktan doğan hüzünlü hâlleri Lacivert Öyküler’in ana izleğini oluştururken bu izlek hastanelere, lunaparklara, okul köşelerine, kahvehanelere, şehrin uzağındaki sakin mahallelere uğruyor. İnsanların çeşit çeşit hâli, bazen ağıtların, türkülerin hüznüyle yoğrularak bazen de ince bir mizahla harmanlanarak yalın bir öykü dili ile okuyucuyla buluşuyor.

    Günler laciverde dönerken Lacivert Günler, hayatın gölgede kalan renklerini canlandıran yeni bir pencere aralıyor.

    210,00280,00
  • Mavi Defter

    Avrupa’da yaşayan Türkler, uzun yıllar önemli olayların, önemli hikâyelerin içinde buldu kendilerini. Bazen kahramanı, bazen izleyicisi oldular Avrupa’da geçen zamanın. Ama şimdiye değin yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini yazmaya, paylaşmaya ne vakit, ne dil bulabildiler. Avrupa’nın üçüncü kuşak Türkleri, hikâyelerini anadilleriyle anlatmaya başlıyor: Mavi Defter, böyle bir dil, anlam ve vakit arayışının ürünü.

    Zeynep Zuhal Kılıç, ânın içinden bir pencere açarak sesleniyor okura. Yorgun kelimeleri şifacılığa çağırıyor. Mavi Defter, hastane koridorlarının, gizli okurların, sokaktaki hikâye satıcılarının, pencereden sokağı seyredenlerin, çiçeklerle konuşanların hikâyeleriyle tenha bir yolculuğa çıkarıyor. Hikâyeler boyu zihinde yankılanan sis perdesi, en sonunda dağılıyor.

    112,50150,00
  • Menzile Koşan Süvariler

    Balkan bozgununda savaş ve yoksullukla girdiği cidali kaybeden babalar, geride kalan yetimlerle dedelerinin yaşam mücadelesi; göçler, göçemeyişler arasında büyüyen ama hep hayret çağında kalan öykü kişileri… Gerçekliğin düşe, düşün gerçekliğe ulandığı metinler arası geçişler, tarihî kişiliklerle öykü kişileri arasında tebessüm ettiren diyaloglar Menzile Koşan Süvariler’in zengin, sıra dışı anlatı atmosferini dokunaklı, sade bir dille kuruyor.

    202,50270,00
  • Muhtemel Menkıbeler

    Türkçede ‘kısa kısa öykü’nün kurucu isimlerinden Mehmet Harmancı’nın Muhtemel
    Menkıbeler’de anlattığı öyküler, çok uzun yıllar yeniliğini, çarpıcılığını koruyacak. Yazarın eski
    okurlarıyla yeni okurları bu metinlerde dilin, öykü tekniğinin, geleneksel düşünme ve anlatma
    biçiminin günceli nasıl kuşattığını, sorguladığını ironik bir anlatımla bulacak. Her öykü, ince bir
    tebessümle zihinlerde inzivaya çekilirken her hangi bir bağlamla zaman zaman kendini yeniden
    hatırlatıp duyumsatacak.

    123,75165,00
  • Öğleden Sonra Tahran

    Eski bir besteyi/aşkı çok can yakıcı bir biçimde yeniden duyumsatıyor Öğleden Sonra Tahran. Mustafa Mestûr vakit, dil, kültür, akıl gibi olguları aşkın tezahürlerini duyumsatabilmek için kısa, zarif ve etkili dokunuşlarla yeniden yorumluyor. Vakti, her gün kaydırağa çaresizce binmeyle özdeşleştiren öykü kahramanları; sevme, sevmeme, reddedilme durumlarıyla yüzleşip aşkın, manevî yolculukların başı olduğunu duyumsar. Aşkın mertebeleri, sevgilinin bin ağaçlı bir cennet oluşu, yaşam cehenneminden bıkıldığında ağaçlarının gölgesine sığınılabilecek bir kadının varlığı, o kadının cennet oluşu bir dizi düşünsel problemle aktarılıyor ve:

    Yol kenarındaki cu¨zzamlı adam
    Şehrin en gu¨zel kızına dikiyor gözlerini

    112,50150,00
  • Ölüme Bir Adım

    Ölüme Bir Adım’ın ana izleğinde günlük hayatın sıradanlığı içinde sıradışı ayrıntılar bulunuyor. Bu yüzden okur, her öyküde kendine kolaylıkla bir yer edinebiliyor; yanı başında yaşanan olayın kahramanı hâline gelebiliyor. Öykülerin dolaysız ve yalın anlatımı bu süreci hızlandırıp okuru, sakin bir atmosfere çekiyor.

    Yazar, hayalle gerçek arasına sıkışmamaya özen göstererek yaşanandan, günlük hayatın akışından etkileyici detaylarla kuruyor öykü evrenini. Sıradanın sakinliğinde oluşan öykü atmosferleri, anlatıcının sözünü güçlendirmeye yetiyor.

    146,25195,00
  • Örtüsüz Yüzler

    Örtüsüz Yüzler’de bir asırlık ötekileştirmenin izleri, insanların yüzlerinde yer edinmişse de,  yine de çocukluk hayallerine tutunarak kadim çarşının, esnafın hallerinden, farklı insan hâllerine açılan bir Balkan ezgisi tütüyor. Kimi zaman Üsküp’ün cumbalı pencerelerindeki perdeler aralanıyor sofralara oturuyorsunuz, kimi zaman Arnavut kaldırımlı sokaklarda ya bir şiirin peşinde yahut pide kuyruklarında bekliyor ama hep çocukça bir telaşla eliniz ayağınıza dolaşıyor. Hüznün tarihî seyrelmeyle damıtıldığı, çocuksu düşlerin dünyasından büyüklerin kurulu dünyasında kesiştiği öyküler sizi, bir arasta aralığında kahve tadında karşılıyor…

    213,75285,00
  • Perde

    İnsanlığın ilk hikâyesini, hikâyelerin hikâyesini bilmeden bütün hikâyelerin boşlukta kalacağını, boşlukta dönüp duran hikâyelerle vakit geçirmenin anlamsız olacağını düşünen yazar, dünyanın sessizlik dönemlerinde doğan ilk hikâyeyle Büyük Hikâyenin İzini sürmeye başlıyor: Perde, bu iz sürüşün ilk kitabı.

    Hz. Âdem’in öyküsüyle açılan Perde; Habil’le Kabil’e, Lût, İbrahim ve Hz. Yunus’a değin insanlık tarihini derinden etkileyen, seçilmiş kişilerin büyük mücadelesini günümüz insanının tanıklığıyla öyküleştiriyor.

    187,50250,00
  • Perdesi Yırtık Dünya

    Gelişen, teşekkül hâlindeki hayatımızı en iyi kasaba edebiyatının dile getireceği, olgun bir edebiyatın kasaba edebiyatıyla ortaya konabileceği kanısındadır Sezai Karakoç. Perdesi Yırtık Dünya, bir Ege kasabasını sokakları, caddesi, evleri, köyleri, konakları, otelcisi, zeytincisi, zahirecisi, pastacısı, meczubuyla kasabadan şehre evrilişini bir perdecinin gözüyle anlatıyor.

    İnsanı, kasabayı, dünyayı perdeler üzerinden algılayan, kavrayan perdeci hem yaşadıklarıyla kendi dünyasını hem de insanımızın evrenini; kimlikli, kişilikli hâlleriyle aktarıyor. Tuncay Günaydın, Ege kasabası üzerinden teşekkül hâlindeki hayatımızın neredeyse yüz yılını, hayata ulaşımı perdeleyen şeylerle perdelenmesi gerekenleri naif bir dille anlatıyor.

    135,00180,00
  • Rahatsız Tuğla

    Kısa, açık, duru ve etkili bir dille hayatımızın sıradan durumlarına sıra dışı bir dikkatle bakıyor Rahatsız Tuğla. Toplumsal hafızamızı oluşturan tarihsel derinliğimize metinler arası bir düzeyden yaklaşarak kurulan öykülerle yaşamayı tekdüzelikten kurtarma çabasına yöneliyor. Kişinin toplumsal aidiyet duygusu taşımaksızın psikolojisinin sağlıklı olamayacağı, yaşam konforunun aidiyetlerimizle de ilişkilisi ince, ironik bir dille anlatılıyor.

    225,00300,00
  • Rodin’in Deliler Bahçesi

    Almanya’da doğup büyümüş, orada eğitim görmüş; çok dilli, çok kültürlü bir ortamda Türkçeyle kültürümüzden kopmamış bir yazarın kültür coğrafyamıza Garp donanımıyla içten bakışını, özlem ve hasretini anlatan öyküleri topluyor Rodin’in Deliler Bahçesi. Farklı ülkelerde yaşananların anlatımı öykülerin kurgusunu genişletip rahatlatıyor.

    168,75225,00
  • Semadirek Uğulduyor

    Semadirek Uğulduyor gelenek göreneklerimiz, örf ve adetlerimiz, hısım akraba bağları, büyük küçük ilişkileri üzerinden toplumsal değerlerimizi gözden geçirerek toplumsal dokumuzun özgün yapısına dikkat çeken öykülerden oluşuyor. Kitaptaki öyküler Türkçenin anlatım ve düşünce olanaklarını yeni bir formda sunuyor.

    Coğrafyanın insan benliğine etkilerini gözlemleyebileceğimiz öyküler; daha naif, daha esenlikli bir dünyayı duyumsatıyor.

    195,00260,00
  • Sen de Öfkelendin

    Psikolojik tahlillerin kısa ve etkili ama gerçekte sorunsuz dışavurumların bir insanlık trajedisi gibi benimsenmemesini önererek günümüz insanını ferahlatan öykülerden oluşan kitap, etkili bir psikolojik atmosfer oluşturuyor.

    İnsanımızın çoklu insanlık durumlarını zarif dokunuşlarla çözümleyen öykülerin pedagojik bir boyutu dil atmosferiyle güzelleşiyor. Sen de Öfkelendin mi, günümüz insanına kendisini anlatıyor.

    210,00280,00
  • Sesimi Duymadan Geçen

    Sesimi Duymadan Geçen, halk anlatılarına dayanan yalın diliyle okuru; kavgadan, kargaşadan, gürültüden uzak, çevreyle uyum içinde, dingin bir yaşama çağırıyor. Gerçeğin ruhu acıtan yanları, yalın yaşamların devasa sorunları, mevsimlik işçilerin ömürlük yoksulluğu, dayanışma ve paylaşma erinci gibi birbiriyle bağlantılı ayrıntıların farklı atmosferlerde öyküleşmesi anlatılanı daha etkin kılıyor. İnsanın gerçekliği algılama, içselleştirme ve dönüştürme algısına odaklanan yazar, öykülerin kurgusu ve üslûbuyla hepimizi, anlatıya ortak ediyor.

    146,25195,00